-Başlıksız-Düşmüştü zalimin, pençesine Bağdat, Ordusuyla sefer etti Sultan Murat. Vardılar Bağdat’ın yükselen suruna Baş vezir varmıştı, Sultan huzuruna; -Hünkarım yaklaştık, Bağdat-ı Şerife, Burada bir türbe var, Ebu Hanife, Gerektir ziyaret yapınız oraya, Sonradan başlansın bu muhasaraya, -Anlamadım nedir gereksiz telaşa? Kaybedecek vakit, var mıdır ki paşa! Hemen muhasara başlasın tez gidin, Çabuk müjdesini isterim bu fethin! *** Bağdat’ı fethetti, O Sultan Murat Han, Ebu Hanife’ye koştu, hiç durmadan; -Ey imam rüyada görürüm kaç yıldır, Buyururdun, "zulüm var ordunla kaldır." Hasretle doludur, her gecem gündüzüm, Fethetmeden önce, sana yoktu yüzüm, Bağdatın fethi az önce oldu tamam, Ben geciktim affet, sen ey büyük İmam! *** Günümüzde haçlı işgalinde Bağdat, Müslümanlar ise, yatakta çok rahat. Ya zulme yol verip de yardım edenler? Ya düşmana ikmal, yapmaya gidenler? Bağdat yakılıyor, kol geziyor zulüm, Durumu demeye, varmaz benim dilim. Duygular mı öldü, alındı hafife? Ah u vah ediyor, bak Ebu Hanife. www.ekremsama.com |
selam ve dua ile