3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
64
Okunma

Erkek olmak; yalnızca sabahın köründe kalkıp bütün gün çalışmak değildir, akşam neye “hayır” diyeceğini de bilmektir
Çünkü gerçek güç, kaslarda değil; erkeğin kendine koyduğu sınırda ölçülür.
Bu toplumda asıl konuşulması gereken soru “kadınlar ne yapıyor?” değildir.
Asıl soru şudur: Erkekler neden bu hâle düşmeye razı oluyor?
Ortada bir kadın meselesi yoktur.
Ortada açıkça bir erkek aklı ve iradesi çöküşü vardır.
Bir erkeğin sabahın köründe (örneğin) inşaata gidip, bedenini ve ömrünü törpüleyerek kazandığı parayı; akşam olup da yalnızca bir görüntüye, birkaç saniyelik bir yanılsamaya teslim etmesi yoksulluk değildir.
Bu, bilinç yoksunluğudur.
Emek kutsaldır.
Ama emeğini neye verdiğin, kim olduğunu ele verir.
Terinin karşılığını üretime, geleceğe, kendini büyütmeye değil de dijital bir vitrinin soğuk ışıklarına yatırıyorsan; kandırılan bir kadın yoktur ortada.
Kandırılan sensin.
Kadın, talep varsa arz olur.
Piyasa böyle işler.
Mesele, bu talebin neden bu kadar ölçüsüz, kontrolsüz ve çaresiz hâle geldiğidir.
Bir fotoğraf için, birkaç saniyelik bir video için maaşını, zamanını, onurunu ve iradeni masaya koyuyorsan; sömürülen beden değil, sömürülen akıldır.
Kimse kimseye zorla kredi kartı uzattırmıyor.
Kimse “bakacaksın” diye silah dayamıyor.
Bu, düpedüz irade meselesidir.
Bugün bazı erkekler için kadın artık bir insan değil;
bir kaçış,
bir uyuşturucu,
bir unutma aracıdır.
Hayatında anlam olmayan, hedefi olmayan, emeğiyle inşa edilmiş bir özsaygısı bulunmayan erkek; dikkatini satın alabileceği yerlere yönelir.
Çünkü gerçek ilişkiler sorumluluk ister.
Emek ister.
Yüzleşme ister.
Dijital vitrin ise zahmetsizdir.
Ne reddedilirsin,
ne eksik hissedersin,
ne de büyümek zorunda kalırsın.
Bu yüzden meseleyi ahlakla değil, karakterle konuşmak gerekir.
Erkeklik, arzularının kölesi olmak değildir.
Erkeklik; çalışmak kadar, vazgeçebilmektir.
“Hayır” diyebilecek bir iç disipline sahip olmaktır.
Cüzdanını, zamanını ve zihnini kime teslim ettiğinin farkında olmaktır.
“Bırak kendi kendini bitiren bitirsin” diyenler haksız değildir.
Ama sorun, bireysel çöküşlerin normalleşmesidir.
Çünkü bu zayıflık hâli yaygınlaştıkça;
emeğin değeri düşer,
ilişkiler ucuzlar,
insanlık aşınır.
Gerçek erkeklik; bakmakta değil,
bakmamayı seçebilmekte başlar.
Ve bugün asıl mesele şudur:
Bunu unutan erkeklerin sayısı giderek artmaktadır.
Yazan
Korhan KÜLÇE
19/12/2025
5.0
100% (1)