0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
15
Okunma
Eylül’ün Karanlığı
Bir sabah tank sesiyle uyandı ülke,
Takvim yaprağıydı, insanlık düştü yere.
Postallar ezdi umudu,
Sus dediler, sustu sokaklar
Ama acı bağırdı hücrelerde.
Duvarlar tanıktır çığlıklara,
Islak beton, kan ve küf kokar.
Bir isim kazınır tırnakla geceye,
Ana yüreği duyar
Oğul henüz hayattayken idam kararını.
Zindanlarda zaman durdu,
Takvimler dövüldü copla.
Elektrik geçti damarlardan,
İnsanlıktan utandı kablolar
Ama emir aldı cellât.
Bir gencin yaşı soruldu önce,
Sonra ip boyuna ölçüldü.
“Asmayalım da besleyelim mi?”
dendiğinde
Bir ülke boğuldu suskunluğunda.
Kitaplar suçtu,
Türküler bölücü,
Düşünmek yasaktı
Ve en büyük günah
İnsanca yaşamaktı.
12 Eylül yalnız bir tarih değil,
Bir ülkenin omurgasına vurulan dipçik.
Hâlâ aksar yürüyüşümüz,
Hâlâ eksik bir şey
Her “adalet” dediğimizde.
Unutma!
Çünkü unutanlar yeniden yaşar.
Zindanlar yıkılsa da
Hesap sorulmadıkça
Faşizm hep kapıda bekler.
<Yiğit Metin Sevindik
Şiirleri>