Cepte unutulmuş fatura tarihinde kaldı
Yolların dönüşü
Kaldırımlar süpürülmeyi bekleyen
Toz ıslaklığında
Gözlerim kağıt kesiği acının
Ezberinde ç’iplenmiş
K’anıyorum


Mum sönünce tüten sanrılar
Tavana vurduğum hayaller
Sönük boyalardan sızıyor üzerime gerisin geri
Damlıyorum


Yolum yolsuzluğa b’ağlandı
Hiçkırıksız h’iskele meydanında
Yosun kokan
Tuzlu odalardan sürgünüm
Mesafe’sizlikte yitiğim
İçime doğru dikilmiş
Atık renkli
Defter yaprakları arasında
Unutuldu çiçekliğim
Soluyorum


Taç yaprakların dilince söylenen
Bir ses
Bir şarkı
Bir melodi
Şah damarı ötesi
Bir nefes kesikliğinden
Kesiliyorum


Dilimden dökülen sözlerim
Kırık kemik kadar sızılı
Bildiklerimden
Yanıyorum
Sonsuzlukta sallanan
Tenim boş bir askı
Üzerinde beyhude dolusu ağırlık
Kireç tutmuş canlarım
Vapurların sesi duyulmuyor
Batıyorum


Avucumda küflendi çift şeker
Dokundukça yapıştı ellerime
Soğuk sabır katmanı
Dayanamıyorum


Susuzluğun geçmeyen baş ağrısındayım
Sessizliğe gömüldükçe
Kapandı gözlerim
Terk edilmiş bir dolabın kilit sesinde
Aradığım
Arandığım
Boğuluyorum


Mühürlenmiş sandıklar dolusu
Kırkambar hüzün
Yıllanmış bir yağmurun
Küfünü taşıyor her yanım
Gölgelerimde
Tekrar kullanılmayacak
Mendillerin yığını var
Her köşem sönen lambaların
Son dumanı
Çürüyorum



_beyhude