Şehir ve ÇocukŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiirin öyküsü...
Hangi öykü izleri silinen bir yolundan ardından dillendirilir... Hangi öykü yağmuru göğsüne göğsüne yiyen bir şehrin hüznünü alabilir... Hangi öyküdeki yüz, uğruna satırlarca yazılmış şiirleri, şarkıları, yazıları yıllarda geçsede unutulmaz kılar... Düştüğümüz her damlada kendimize yansıyoruz oysa Oysa çok değil, daha dün çocuktuk bu şehrin sokaklarında... Neyse Yarım ve yetim kalmalı bu hikaye... Dudaklarımızın ıslak ve derin çukurlarında kalmalı... Evet Acının esiri olmuş bir kentte sabahladı rüzgâr Saçlarının arasında dalgalanan hırçın bir deniz vardı Günü kurtarıyordu güneş geceden Tanyeri ağarmadan göçüyordu tüm iyi düşler... Küçük bir çocuk sokakta kedilerle oynaşıyor Düşüyor Yüreğini kanıyor kaldırımlara Gözlerindeki parıltı ışıldıyor... Yalvaran bir bakış içli bir dile geliş... Susuyor çocuk Susuyor sokaklara... Üzerini basıp geçiyor büyük ayakkabılar Canından can alıyor sol yanına girmiş sancılar Çekiliyor kirpiklerindeki deniz Ve Secdeye duruyor içindeki inanç son vakte... Gözleri kırılıyor beyaza Açılıyor bütün perdeler sonuna kadar Haykırıyor çocuk Haykırıyor hayata... Kelime dönümlerinde kalıyor dili Dudaklarında dikenli tel tebessümü Yeşermemiş düşünceler Elinde patlıyor Zamanını gelmemiş, bir balon misali... İçindeki sev(g)i öldürüyor mezarları Tüm dirilişleri sergiliyor cadde başlarına Koşuyor çocuk Koşuyor uçuruma... İntiharlara inat bakıyor göz ucuyla Aklına geliyor cebindeki buruşmuş insan silüetleri Vakit geç Şehirdeki son umut kırıntılarını da kaldırıyor çöpçüler Başka bir bahara kalıyor sevmeler sevişmeler... Çocuk ağlıyor Çocuk kanıyor Çocuk ölüyor sayfalara... "Şehir susuyor, sokaklar susuyor, yağmur damlaları yüreğimde dağlanıyor, dağılıyor..." Gökay Birkan SUCAKLI |
saygılarımla.
cemilmelih.