0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
79
Okunma
Bir zamanlar göğsüme hançer gibi,
Vururdu her an, her solukta sızı.
O günün sureti, aynalarda kir gibi,
Baktıkça ruhumu kemiren bir yazıydı.
Şimdi sildim, yaktım o eski takvimi,
Çünkü ben o güne dönmemek için öldürdüm.
Anı denen o zalim, karanlık mahzeni,
Kilitleyip attım, anahtarı nehrin dibine.
Ne sesini duymak istedim, ne de izini,
Bıraktım mazi, gömülsün kendi kabrine.
Sanki bir zehirdi, içime işleyen o demi,
Çünkü ben o güne dönmemek için öldürdüm.
Gelecek denen ak sayfada yeni bir yemin,
Her sabah yeniden doğmak, sil baştan yaşamak için.
Geçmişin hayaleti, artık sadece bir zemin,
Üzerine sağlam, yeni bir duvar örmek.
Sırtımdaki yükten, prangadan kurtuldum,
Çünkü ben o güne dönmemek için öldürdüm.
Biliyorum, her ölüm bir iz bırakır tende,
Ama bu iz, benim yeniden doğuşumun nişanı.
Unutulmuş değil bu, sadece bir zafer bende,
Kendi içimde yaktığım o son isyanın volkanı.
Şimdi özgürüm, artık dünden arındım suratı,
Çünkü ben o güne dönmemek için öldürdüm.
5.0
100% (4)