4
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
171
Okunma
Hanları aydınlatır yanan yağlı kandiller,
Bir kenarı islenmiş onu silen mendiller.
Garip yüzler parlıyor kandilin ışığında,
Anahtarlar sallanır hancının kuşağında.
Yolcuları görürsün yürür hanın yolunda,
Sepetiyle heybesi asılıdır kolunda.
Her garibi kucaklar tarihi eski hanlar,
Bir kase çorbayı koşar gelir duyanlar.
Ne hancılar memnundur gelip yatan yolcudan,
Yolcularda yakınır karşılayan hancıdan.
Duvarlar yanar söner yanan yağlı kandilden,
Duvardaki gölgler toplanmışlar her ilden.
Yanan kandil titriyor haydutun korkusundan,
Yolcular ölü gibi kalkıyor uykusundan.
Duvarlar haber alır gelip geçen yolcudan,
Her garibin kaderi okunuyor avcundan.
Kışın karlı soğuğu fırtınalı esince,
Giriyor duvarlardan içeriye sinsice.
Fersiz yanan kandiller duvarları yağlıyor,
Her acı hikayeyi dinleyince ağlıyor.
Geçen günün çentiği yüreklere kazılı,
Duvarda her yolcunun hikayesi yazılı.
Mustafa Kurt-21.06.2017
Elazığ
5.0
100% (4)