0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
76
Okunma
Gözlerimde Unuttuğun Şehir
Bir şehrin sokaklarını değil,
adımlarını ezberlemiş gözlerim var benim.
Kaldırımlar değil,
gülüşünün yankısı taş duvarlarda hâlâ.
Bir akşamüstüydü,
gökyüzü mor bir yara gibiydi,
sen geçtin —
ve bütün ışıklar sustu birden.
Sonra yağmur başladı,
yağmurun her damlası
bir vedanın cümlesi gibiydi.
Ben o cümleleri yuttum,
sen unuttun.
Şimdi ne zaman aynaya baksam,
bir şehir büyüyor gözbebeklerimde;
rüzgârı senin sesin,
sokağı senin sessizliğin.
Bir vapur kalkıyor içimden her gece,
hiçbir limana varmıyor.
Bir martı çığlığı takılıyor boğazıma,
uçmak istiyor ama göğsüm kapalı.
Senin unuttuğun şehirde
ben hâlâ seni arıyorum,
yıkık bir duvarın gölgesinde,
adı silinmiş bir sokak levhasında,
belki de bir çocuk ağlayışında.
Zaman geçti,
ama bazı anlar hâlâ canlıdır,
kalbin unuttuğunu
göz hatırlıyor bazen.
Ve ben…
her sabah uyanınca
aynı şehre bakıyorum:
Gözlerimde Unuttuğun Şehir.
— İsmail Gökkuş