0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
48
Okunma
Rüzgârın kokusu bile bir başka,
Dağlarından inerken sis,
Toprak uyanır, su parlar,
Köyün sesi yankılanır sabahın ilk ışığında.
Bir çocuk kahkahasıyla başlar gün,
Bir çoban türkü söyler uzaktan,
Eşeklerin adımlarıyla ölçülür yollar,
Her taşında bir hatıra,
Her yolunda bir umut vardır Yaylacık.
Madımak kokar tarlaların içi,
Çiğdem açar, papatyalar gülümser,
Bir gelin çıkar pınar başına,
Bir delikanlı gizli gizli bakar ardından.
Aşklar saf, sevdalar temizdir Yaylacık’ta.
Kış gelir, odun dizilir,
Fırınlarda firik ekmeği pişer,
Analar hamur yoğurur dualarla,
Babalar sabırla örer yarınları.
O günler bir masal gibi kaldı geride.
Şimdi uzaklardan bakıyorum,
Bir fotoğraf gibi gözümde köyüm,
Bir hasret gibi içimde yanar adın.
Toprağının kokusu,
Suyunun berraklığı,
Yüreğimin tam ortasında yer etmiş.
Yaylacık...
Aklım, fikrim, yüreğim sende kaldı.
Bir gün dönsem,
Bir taşına başımı koysam,
Yeniden doğarım seninle.
Ozan Güner Kaymak
Amsterdam – 18.10.2025