(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Dalgalandı yùreğim Seni dûßûndûm Seni yazdım Kelimeler boğazima sıralandï ,dûğûm dùğùm oldu elinize emeğinize yùreginize sağlik tebrikler can şairem mahir kaleminiz daim olsun selamlar sevgilerimle
Geçmişimle baş başa dertleşip duruyorum, Dostlar uğramaz oldu, bugün yine yalnızım, Güneşim nerde diye geceye soruyorum, Özlemlerim olmasa bu gün yine yalnızım!
Her zaman ki gibi harika duygularla, kendi tarzınızda, yazmış olduğunuz gönül sesinizi beğeniyle okudum, yazan kaleminiz, hislenen yüreğiniz dert görmesin.Selam ve sevgilerimle kalın sağlıcakla...
Çok duygulu ve sade bir şiir — özlemin ve sessizliğin iç içe geçtiği bir iç döküş gibi. Kelimeler ağır ağır ilerliyor, her dizede içten bir sızı hissediliyor. Özellikle “kelimelerim artık seni konuşmuyor” dizesi, yorgun bir sevdanın derinliğini güzel yansıtıyor.
Güzel bir güne, şiire merhaba Her zaman olduğu gibi, güzeldi eser Biz de okuduk ve kutladık yürekten, yalansız ve de riyasız, hatta hilafsız Gönlün abat olsun, tüm şiirlerin benzersiz olsun Şiirle kal, sevgiyle kal, sağlıklı ve hoşça kal
“Sessizliğin En Gür Sesi” – Şebnem Örs’ün Sen, Özlem ve Hislerim Şiirine Dair
“Kelimelerim artık seni konuşmuyor.” — Şebnem Örs (2011)
Bazı şiirler okunmaz, dinlenir… Bazı dizeler ise kalbi sessizce dürter, “ben hâlâ buradayım” der. Şebnem Hanımefendi’nin bu şiiri tam da öyle: Aşkın küllerinden doğan bir sessizlik, özlemin kendi yankısıyla konuştuğu bir iç monolog.
Her kelime, kırılgan bir kalbin nabzını taşır gibi. Ne isyana yer bırakır, ne kabullenişe tam izin verir. Bu yüzden Sen, Özlem ve Hislerim şiiri bir hikâye değil — bir hâlin ifadesidir: Aşk, özlem ve sessizliğin üçlü sacayağı.
Kalburabastî Efendi Hazretleri buyurur:
“Bazı kelimeler altın değildir ama gönülde tartılır; şiir de bazen mısrada değil, tebessümde tamamlanır.”
İşte Şebnem Hanımefendi’nin dizeleri de tam burada tamamlanıyor: Ne kadar az, o kadar derin. Ne kadar sade, o kadar samimi. Ve en mühimi — ne kadar sessiz, o kadar gür.
Kelimeler yorgun, ama hisler diri. Aşkın özü, anlatılandan çok anlatılamayandadır. Bu şiir, tam da o “anlatılamayanın” mührüdür.
Ve nihayet, Kalburabastî Efendi’nin gönül defterinden küçük bir notla bitirelim:
“Aşk, susmanın en yüksek sesidir; duyan olur mu bilmem, ama yakan hep o sükûttur.”
Şiirle kalınız efendim, çünkü şiir kalmazsa — gönül de kalmaz.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.