0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
176
Okunma
Kimi zaman yazdığımı sildim,
Birçok kez de yırtıp yırtıp attım kâğıtları.
Elimdeki kalem;
Sığmadı bazı kelimelerin içine.
İçindeki kömür;
Evrimini tamamlayamadı,
Anlamına yetecek kadar cümlelerin.
Kar taneleri dolu kristal küreler,
Cillop gibi kan kırmızı bisiklet,
Kükreyen soba sıcaklığı bir oda...
Bir yere kadar noksan bıraktı benliğimi.
Zaman acısını aldı üstün körü,
Yara kabuk bağladı.
O da mührü olsun geçen zamanın.
Fakat;
Noksanlıklar yara olarak yer etse de benliğime,
Eksiklikler yüreğimde paramparça cam kırığı...
Dilimde yer etmeyen kelimeleri,
Sizler her düştüğünüzde hıçkıra hıçkıra haykırdınız.
Ve ben,
İlk düştüğüm yerde hâlâ ağlıyorum.
Anlamını bilmediğim şeylerin yoksunluğunda,
Boğazımda düğüm, sessizce...
5.0
100% (1)