sana dair 3şimdi dudakları kıpkırmıızı sonbaharın yel kokulu eteklerine tutunmuş iki yetim oğlan gibi aşk bir çıkmaza sürüklüyorsa bizi korkmayalım ikimizde zamanın treninde aynı vagona binmekten kılıcı yoktur aşkın sadece korkar ruhundan üflediği ayrılıklara görünmekten varsın bütün meçhulleri toplasın yüreğimize acılarımızı sersin göğsümüzün ulu orta yerine yanmayı mecnundan gördük ateş ne ki? bize ne? denizi olmayan ülkelerin hikayelerini dinledim sofrası gökten inen ak sakallı dervişlerden ayağı çarıklı ozanlardan sesi yanık dengbejlerden dediler ki; sen yoksan o yoksa dünya yok hayat yok dediler ki; işte bu yeryüzüdür üzerine buğday ve aşk ekilir ve ılık bir rüzgar okşar hasatta önce son defa teninizi bu zamanı eyerleyip şarkısını söyleyen sevginin gelişidir aşk yoksa tanrısızdır dikili bütün mabetler sevgili boştur vadedilmiş ödülleri ve kalın kitaplı öğütleri bu evren bu dönüş bu kavuşma bu terkediş söyler misin hangi sevgisiz varlığını eseridir ki? elimi tuttuğunda bilirsin daha hızlı genişler evren uzak iklimlerin yelleri okşar tenimizi ebem kuşağının görünmeyen rengi oluverirsin birden ve göğün yağmur elbiseli çocuklarına anlatılır her şafakta aşkı bize sunan hikayen sana dair meseller yazılıyor ülkemin bozkır kokulu topraklarında saçlarını tel tel resmediyor çukurunda esir kalmış iki göz sokaklarında halı altına karton kağıtlar topluyor çocukları tamir hanelerinde yağlı paslı bir arabanın arka kaportasında yazıyor acıları fabrikalarında mesai sonu düşlerinde bir el tutumu uzaklığı gibi yakınsın göğsü terli bedenlere korkma sevgili ülkesiz aşk olmaz burası tarihi yazılırken binlerce düş yakılan gök yüzlü ülkendir senin yürü sevgili yağmuru bekleyen buğday başaklarına dokunsun ayı süsleyen ellerin... ...........................................z.ersoy |
Kutluyorum.
Saygı ve selamlarımla.