-Başlıksız-
yakarak içimi alaz alaz
genzime yükselip, imiğime çöküyor acı bacadan farksız nefes borum sıdıyor gözlerimde çekik ceylan gözlerin karların erime mevsimi sanki zamanın silip süpüremiyeceği çekip atamıyacağı hâr aşktan öte evlât sevgisi bu yüreğimde kurşun eriten birisi var ... bilmem; susarken dilin,kanayıp ısınmıştır senin de belki içten bir yerin benim kadar olmasa da yarısı ben bedeninin ne de olsa baban değil miyim sana canından can veren yalnızca annen değil elbet o yüzden sızlıyor yüreğim akıyor gözlerimden tuzlu şerbet kırık bir toprak testi sanki bedenim ... hiç sebepsiz dokunur bilirim böylesi acılar ne suçu var ki dalında meyvenin gönül işte geziniyor portakallar narlara bakıyor narlar portakallara ve işte göz yaşlarım hiç sebepsiz akıyor akıyor oysa dolanıp aynı bahçeyi koparsaydık meyveleri dalından çektiğince gönlümüzün birleseydik çiçeklerin topunu ve koklasaydım sindire sindire tutup saçlarından içime evlât kokunu... yalnızca hasret koymak adını bunun doyurur mu yüreğini bir babanın işte çöller böyle kurak, ciğerimde dallanıp budaklanan bir kaktüs gibi bıraktın hatıranı, içimde kurşun eriten birisi var yanıp tutuşuyor bedenimin her yanı... ey zalim ana; evlâdım için ağlarken ben içim yana yana İyi der mi ki hiç yüce tanrı sana ?! Şaban AKTAŞ 08.11.2008 |
evlâdım için ağlarken ben içim yana yana
İyi der mi ki hiç yüce tanrı sana
saygılar şaban bey yine güzel bir şiir çıkmış kaleminizden kutlerım selam