Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
Volkan70
Volkan70

Sağ ol da duy beni

Yorum

Sağ ol da duy beni

( 4 kişi )

5

Yorum

17

Beğeni

5,0

Puan

294

Okunma

Sağ ol da duy beni

Sağ ol da duy beni

Kaçıncı Newroz du bu..doğanın bir kez daha dökülüyordu derisi
ve bir kez daha külleniyordu ufukta Munzur
yarların güleç yüzüne kazılmıştı meşe kömürüyle
dingin bir huzur kayaları çatlatan bir umud,serpildi çiğ gibi
yarların doruğundan aşağı boş değildi
çelik mavisini yırtan nefes
boş değildi her ağıttı çırpınan
yürek boş değildi dizde dağılan nasır
bir kez daha varım;var olacağım dün;bugün ve yarın

Bir alev yaladı çatlattı beton duvarları, kurudu çeliğe verilen su
Diyar-ı Bekir kal’asının burçlarına gerdiler yüreğimi dört bir yerinden
nar çiçeğine takıldı sevdam
ve öpüştü renklerin en sıcağı en babacanı ile
bir gece boyu öpüştü öpüştü öpüş
öp.. !!

Alevle sınadım derimi
Hallac-ı Mahsura inad alevle korlaştı dişlerim
alevden çıktım yüzü ak
demir ve tuğlaya inad
Zincirleri eritti gözlerimin nuru yıkıldı
dört burçu dört yerinden savruldu özgür
göğe dumanım ve bulutlaştı tutsaklığım..

Ben sen, o dördümüz yüreğimize binip uçuyoruz,gökler bizim
uçuyoruz Munzur’un tepesinden Babil’in Asma bahçelerine
Ehram’lardan,Neron’un Roma’sına
sırtımızda eriyor çırası…
haçların sırtımızda taşıdık
Bastilin taçlarını..sırtımızda yükseldi Paris te Komün..
Derimizle ördük Manchester’in tezgahlarını ve
Jean Deark’ın kutsallığında eridi kemiklerimiz ve giyotinler çalıştı
ensemizde gün boyu kıldan ince kılıçtan keskin
ayırdı iki dünya arasını tek vuruçta devrildi,taçlar ve
bakmaya doyulmayan göz üstündeki kaşlar
Petersburg sokaklarında yağlı mermi ile
tanıştık ben sen o dördümüz…
Toprak olduk deniz olduk yel ve alev alev ale al

Saygon sokaklarında esrarla yanan derimiz alevle
söndü bir kez daha bir kez daha
Buda’ya serpildi küllerimiz
ve uçuçtuk Everest tepesinden
Himalaya’ya kardelen tozu gibi ince, mahçup ve delikanlı
Hiroşima’dan dolu dizgin kopan kızgın havaya
Halepçe’den
bir ti-lili katıp
"Şeker bile" yemeden kavrulan gözlere Munzur’un
çelik suyunu taşıdık öz öz
göz göz gözenek gözenek!!

Seyirci kalırmıydık yakılışına kitapların
ister Berlin’de gamalı haçların kutsal aleviyle olsun
ister İskenderiye’de Ömerin adaletine kurban olsun
ister Babı-Alide Küfe’de Kum’da
Alev ağızlara atılırmıydı sayfaları tarihin yutulurmuydu yutturulan!!
alev tuğlaları cehennemin cennete giden yol ister
Kudüs’ten ister Roma’dan İster Mekke, İstanbul,
Delhi’den Tokyo’dan geçsin gidilirmiydi o yol
sökülürmüydü o yama taşınırmıydı o kefen
dikilirmiydi o taç yazılırmıydı
o yazı yaz ya..!!

"Ne seyirci kaldık nar çiçeklerinin
postal altlarında ezilmesine..
Ve bir film seyreder gibi seyrettik
adalet dağıtanların iğrenç suratlarını
Ne kelepçelere ne betona ne demire eğmedik baş.." dediler

Dört çift çıra göz dört kızıl dudak
dört bin yıllık kefeni tutuşturuyor tutuşturacak,dört elmas ses
inadçı ve keskin dört duvarı çatlatıyor çatlatacak..
dört kemik doku kilim halı,umud dokuyor dokuyacak
dört başı mağmur,onur ihaneti sefaleti cehaleti kerameti,kavurdu kavuracak
dört tohum dört mevsim
dört renk toprağa dört kez saçıldı saçılacak.
Tutuşturdu çatlattı,kavurdu savurdu ve
dördü birden mağma ile örtündüler
ve
kızıl bir kora gömüldüler

Her Newroz alevinin sıcaklığında,bak oradalar
her karanlığın şafağında gör buradalar
her dirençin sokağında dört köşede onlar
yüzler binler milyonlar!!

Her göz her söz her satırda
her ekranda onlar görüyormusun
görüyormu görüyor gör
Çağırıyorlar onlar beni seni onu
duyuyormusun duyuyormu duyuyor
duy sağırmısın sağırmı sağır
sağ
- sağol da duy beni beni

beni ben beni..

Volkan Kemal

17.5.1994

KAYNAK
Diyarbakır Askerî Cezaevi’de 1981-1984 yılları arasında işkenceye maruz kaldığı iddiası ile 30 kişi öldü. Soruşturmayı yapan ve adı geçen 32 sanıktan 30’unun ölümünü doğrulayan savcının açıklamasına göre; 4’ü kendini yakarak intihar olmak üzere 8 kişi intihar etti, 6’sı açlık grevi ve 16’sı doğal ölüm (hastalık) sonucu öldü.[6] Bazı kaynaklara göre ise bazı mahkûmlar, işkenceler yüzünden öldü.[10][11] PKK’nın kurucu militanlarından Kemal Pir de ölüm orucu sonucunda öldü. PKK Merkez Komite Üyesi Mazlum Doğan da intihar edenler arasındadır. PKK’nın kurucularından Sara kod adlı Sakine Cansız da cezaevinde hapis yatmıştır.

Hapishanede o yıllarda kalmış olan 32 kadın şöyle demiştir:[12]

"Elektrik dahil bütün işkence yöntemlerini yaşadık ama en ağırı cinsel işkenceydi."
"Tecavüz ettikleri kadınları kanlı etekleriyle koğuş koğuş dolaştırdılar."
"Etekleri başlarımıza geçiriyor, altımızın çıplak olmasını sağlıyor, ’gez’ diyorlardı."
"Banyodan çıkıp bornozla karşımıza gelip ve bize baka baka mastürbasyon yaptılar."
"En büyük işkence başka kadınların çığlıklarını dinlemekti."
"11 yaşında ikiz oğulları olan arkadaşımızın, oğullarına işkence yapıp sesini ona dinletmişlerdi."
"Lağım sularının içine zorla kadınları soktular."
"Çocuğum görüşe geliyor ama bana yapılan davranışlardan dolayı benden korkuyor o hiç sevmediğimiz gardiyanlara sarılıyordu. Çıktıktan sonra da bir süre kızım bana anne demedi."
"Serbest bırakıldım ve eve gittim. Beni yıllarca görmeyen annemin bana ilk dediği şey, ’Bunca yıl neredeydin?’ olup, kızlık muayenesine götürmek istediğini söyledi."
Esat Oktay Yıldıran’ın, Kıbrıs Harekâtı sonrası Diyarbakır Cezaevi’ne bizzat Kenan Evren tarafından yollandığı ve iç güvenlik komutanı olarak görev süresi boyunca işkence yaptığı iddia edilir. Bunun yanı sıra Esat Oktay Yıldıran’ın işkence yaptığını söyleyen Nagehan Alçı ve eşi Rasim Ozan Kütahyalı ile Ümit Zileli, bunu kanıtlayamadıkları için yargısız infaz yapmak ve Esat Oktay Yıldıran’ın hatırasına hakaret etmekten 105 gün hapis cezasına çarptırıldı.[13]


tr.wikipedia.org/wiki/Diyarbak%C4%B1r_Cezaevi

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (4)

5.0

100% (4)

Sağ ol da duy beni Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Sağ ol da duy beni şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sağ ol da duy beni şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
ŞuLeCannn
ŞuLeCannn, @sulecannn
25.8.2025 23:53:07
5 puan verdi
Haksızlık hangi dönemde, kime yapılırsa yapılsın yine haksızlıktır, yine zulümdür. Zulmün dini, dili, ırkı, kadını, erkeği olmaz. Zulmün hükümranlığı ise seslerimizin kısıklığı ile yüksekliği arasında bir yerdedir. Zulüm kadar kararlı olsaydık, kimse kimseye kötülük edemezdi. Ama korkuyoruz işte hakikati söylemekten. Bu da bir öz güvensizlik ve iman eksikliği maalesef.

Selamlar hakikati haykıran kaleme.
Etkili Yorum
C.Mıhcı
C.Mıhcı, @c-mihci
25.8.2025 12:07:26
Şiiri okuduğumda ilk aklıma gelen 90 da Bursa halkevinde yaptığımız 13 günlük açlık grevi geldi hatırıma.
84 de ölüm orucunda 12 Eylül faşizmini yenen,Abdullah meral ,Hasan Telci,Haydar Başbaş ve Fatih Öktülmüş,96 Buca cezaevi,2000’ler Ümraniye ve daha niceleri.
Ve Diyarbakır zindanı..

“Ölenler öldükleriyle kalmadılar”

Kaleminiz var olsun

Sevgiyle kalın.



C.Mıhcı tarafından 25.8.2025 12:10:20 zamanında düzenlenmiştir.
M.Y.
M.Y., @m-y
25.8.2025 10:46:20
Videoyu sonuna kadar izledim. paylaşımını da sonuna kadar okudum. ben ucuz atlatanlardandım. 1402'Lik derlerdi bize. Sadece öğretmenlikten atıldım.
Tüya
Tüya, @tuya
25.8.2025 10:45:13
Ahhh…
Etkili Yorum
Koray Kzlcan
Koray Kzlcan, @koray-kzlcan
25.8.2025 09:49:11
Şiirinin kokusu gerçekten baharı andırıyor: hem yakıcı bir ateş hem de taze filizlerin inadı var içinde. Her dizede yanmayı ve yeniden doğmayı görüyorum. Newroz’un alevi sadece geçmişin acılarını değil, aynı zamanda toprağın bağrında saklı duran umut
tohumlarını da kavurup uyandırıyor. Munzur’un doruklarından serpilen çiğ gibi, şiirinde hem isyan hem de arınma var.
Bahar, senin dizelerinde bir alev gülüşü gibi; küllenmiş taşların arasından fışkıran yeşil bir ot, zinciri eriten göz nurunun ışığı. O yüzden şiir, sadece bir ağıt değil; aynı zamanda çiçeklerin direnişi gibi bir umut bildirisi....
Toprağa dokunur gibi; yanıkların içinden yükselen taze menekşe gibi; hem isyanı hem de yeniden filizlenmeyi taşıyor...
Nar çiçeğine takıldı sevdam
(Bahar bazen kalbin içinden açar)
Bazende kırmızı isyanın en hoyrat rengidir...
Zincirleri eritti gözlerimin nuru
(Baharı getiren güneş,önce gözlerde yanar)
Bazen umudun ışığı demire bile çiçek artırır.
Himalaya 'ya kardelen tozu gibi,ince mahçup ve delikanlı
(Kar'ı yaran çiçek en cesurudur baharın)
Kardelen utangaç değildir,sadece sabrını korur...
Bu şiir newroz alevinde filizlenen baharın kendisidir...

vesselam.









© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL