***SÜSLÜ BİR AYNA***Meçhul bir âlemden başladım yola, Buldum sakin bir yer verdim az mola. Çıktım dışarıya, dediler oyna. Bakındım çevreme, süslü bir ayna! Aynaya dedim ki, sen kimsin ben kim? Ben bir gölge dedi, sen/se bir yetim. Ama dedim, annem babam yanımda; Dedi: Görüşürüz ölüm anında... Dedim: Ölüm ne ki, bak yaşıyoruz... Dedi: Onun için yarışıyoruz. Bana biraz anlat, nedir bu durum? Yollar eğri büğrü, dağlar uçurum. Dedi: Ova da var amma; tuzaklı! Ancak onu aşar, kullanan aklı... Dedi: Niceleri geçti önümden; Çok azı kokladı, iman gülünden. Çoğu tuzaklara, takıldı kaldı; Geldi de meçhûlden, meçhûle daldı. Dedim! Sen bir gölge şeffaf bir ayna; Bizimle kafa bul, durmadan oyna. Belki de perişan olur yorulur; Kırılırsın bir gün tuzla buz olur. Dedi: Vazifem bu, belli bir müddet... Kıyamet kopacak, bitecek iddet. Yok, idim yokluğa, tekrar adayım; Her şey gibi bende, sana fedayım... Dedim: Var mı bana bir diyeceğin!? Söyle, seni candan dinleyeceğim. Dedi: Sen, mahşerde saçılacaksın, Başka bir âleme açılacaksın! Hesabı, kitabı, sıratı geçip: Cenneti alaya, girecek necip. Bahtın açık olsun, yolun çok uzun; Sonu ya sevinçtir ve yahut hüzün... Dağlar, yerler, gökler kaçtı bu yükten!!! Özür dilediler, yüce büyükten. Sen başarırsan ki, güzel ve âlâ; Yardım etsin sana Rabbim Teâlâ… Salih Yıldız…..03.11.2008 Şiirimi seslendiren "Niyazi Tuncer" beye güzel yorumu için candan teşekkür ederim. |