3
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
155
Okunma
Sen şimdi o kadar uzaktasın ki
Gözdeki yaş ikiye ayrılmış
Çorak, ıssız, sefil, perişan toprakla kaplı
Kargacık burgacık yerlerden geçerek doğrudan
İçinden geçiyor sıtmanın
Tökezletiyor her bir adımda
Saçılmış göz taşları
Şimdi o kadar uzaktasın ki
Bambaşka bir şehir burası
Yollar karman çorman
Sokaklar son terk edişten beri ıslak
Damlar ise kupkuru ve donuk
Parktaki çocuklar darağacında sallanıyor
O kadar uzaksın ki
İmamın sesi bile gelmiyor
Çağlayanın gümbürtüsü bile duyulmuyor
Güneşin ışıkları bile ulaşmıyor
Sen şimdi o kadar uzaksın ki
Bir hayalet peşimdedir
Bir şirpençe sırtımdadır
Hani nerede o yaşadığımız yerler
O sırtımdaki pençeler?
O kadar uzağım ki
Aramızda:
Ovalar
Nehirler
İnsanlar
Köyler
Şehirler
Dağlar
Yıllar
Asırlar
Gezegenler var
İşte ben sana
Burnun ucuyla gözünün çeperi kadar uzağım.
5.0
100% (3)