0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
102
Okunma
Yıllar geçti, takvimler değişti,
İstanbul’un surlarına takılı kaldı gönlüm...
Efsunlu mimarisine,
Tarihi hikayesine...
Ama bir ses çağırdı uzaklardan,
Güneyin bereketli diyarlarından;
İçten, yürekten ve özlemle:
“Gel” dedi,
"Evine dön,
Yurduna dön,
Sılana dön," dedi.
“Benim toprağım sensin, yuvana, bekleyene dön.” diye yineledi.
Dar sokaklarında çocukluğum uyuyor,
Her köşe başı eski bir anı kokuyor.
Rüzgâr, zeytin dallarını okşarken,
Toprak bana “hoş geldin” diyor,
Sessizce...
Özlemce...
Kokusu değişmemiş Reyhanlı’nın,
Yağmuruyla,
Ekmeğiyle,
Ezanıyla,
Yenişehir gölüyle...
Ah Reyhanlım!
Hasretim harman oldu içimde,
Şimdi kucak kucak dökülüyor;
Sokaklarına,
Caddelerine,
Toprağına...
Biliyorum, giden hep özler,
Dönense ağlar, Sarılır, susar,
Ben de sustum Reyhanlı,
Çünkü seni özlemek de, sana kavuşmak da
Aynı dua gibi içimde yankılandı.
Abdurrahman Tümer