4
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
190
Okunma

SARHOŞ KALEM
Kalem nedir ki;
Nasıl sarhoş olsun ki;
Kalem, kelimeleri ilmek ilmek örendir
Kalemin efendisi kalemi elinde tutandır
İnsan hali ne ise; kalem onu yazar, onu söyler
Kalem; efendisinin yürek sesidir, kelamıdır
Baş sarhoş olursa; kalem sarhoşça yazar
Hayat nedir ki;
Bulutlu bir rüya mı?
Hayat, insan başına karabulutlar indirir
Bin bir dert bir olur, bulutlarda gezdirir
Baş, dost taşı ile yarılırsa; ılık kanlar sezdirir
Dönme sırtını kimseye, hançerler pusuda
Dost taşı yemişsen, kalem kalleşi yazar
Hayat bir beşik mi ki;
Sağa-sola mı savurur!
Doğru söyleyenler, dokuz köyden kovulur
Gönülden vurgun yiyen, dağa-taşa savrulur
Ayrılık harlı bir ateştir, yürekleri kavurur
Sonbahar esintileri, uykulara beşik sallar
Kış ayazı vurduğunda, kalem ayazı yazar
Baş sarhoş olursa;
Dönenceler mi başlar!
Kaş üstüne kalem, sürme çekmeye başlar
Şimşir tarak çaresizce, kaşağı olur sırt kaşır
Yürek bezgin sarhoşça, eşeğin yükün taşır
Eşek gözlü bakışlar, sarhoş gözde oynaşır
Eşeğin anırtısını, kalem nağme diye yazar
Geğirme sakın;
Düşün!
Sarhoş adam…
Çok tıkanırsan şayet, miden gaz yapar
Gaz çıkacak yer arar, dikkat et şaşırma!
Kararınca iç zıkkımı, limitini de kaçırma
Sarhoşu oynar kalem, sabrını da taşırma
Ağzından çıkanları, kalem osuruk yazar
Öykü;
Çile ve hasreti!
Arayışlar;
İnsanı arayan yüreğim, çileli yollara revan..
Baş ağrısı, diş ağrısı, dizler bükülüyor
Dağları aydınlatan, hayali ışıklarım,
Beyhudeye yol açtı, dipsiz yollarda
Yol uzun, ömür bitti, kalem beyhudeyi yazar
5.0
100% (8)