3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
160
Okunma

Bir çocuk düşün...
Küçücük elleri var, ama içinde koca bir dünya taşıyor.
O dünya bazen anlatmak istiyor kendini
Ama kimse duymuyor, herkes bir yerlere yetişmekte…
Gözlerinde bir soru var hep:
"Beni görüyor musun?"
Tabletin ışığı yansıyor yüzüne,
Ama onun gözleri, sadece bir bakış arıyor,
Sıcacık, gerçek bir bakış…
Ne zaman unuttuk biz sarılmanın gücünü?
Ne zaman yerini aldı sessizlik,
Evde birbirimizin sesini duymayan kalabalıklar içinde?
O çocuk bir şey istemiyor aslında,
Ne en yeni oyuncağı, ne de en pahalı giysiyi.
Birlikte kahvaltı etmeyi özlüyor mesela,
Başını dizine koyup uyumayı,
Birlikte yağmurda yürümeyi...
Bir çocuk sevgisiz büyürse, içine konuşur,
Ve biz sanırız ki her şey yolunda.
Ama zaman geçer,
Küçük kalpler büyür,
Ve oradaki eksik, bir ömür konuşur sessizce…
Anne... Baba...
Sadece "hazır mısın?" diye sormak değil mesele,
"Beni nasıl hissettin bugün?" diyebilmektir belki de.
Çünkü çocuklar…
Kırılmaz oyuncaklar gibi değil,
Dokunulmamış duygular gibidir.
Bir kez ilgisiz kalırlarsa,
Geriye sadece bir “keşke” kalır…
Şimdi dur,
Bak çocuğuna,
Gözlerine…
Ve de ki:
"Ben buradayım, seninle."
Bu cümle, bir ömrün haritasını değiştirir bazen.
Ve sevgi...
O en çok evin içinde, sessizken duyulur.
5.0
100% (3)