0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
174
Okunma
Gülmeyin bana — bu yüz, sizin eseriniz!
Bu dünya bana ne verdi ki, elimde olanı geri isteyeyim?
Doğduğum gün bile bir hata gibi anıldı,
İnsanlığın alay ettiği bir varlık gibi büyüdüm.
Siz rahatta yaşarken, ben dikenleri yastık yaptım;
Kırıntılarınızla beslenmedim — ben kendi acımı yoğurdum!
Karanlıkta öğrendim yürümeyi, ışık hep beni kör etti,
Ve siz hâlâ iyiliğe inanmamı mı bekliyorsunuz?
Tanrınız bile bana gözlerini kapadı,
Dualarım havaya değil, toprağa çarpıyor artık.
Sizin inancınız merhametle süslenmiş — benimki öfkeyle.
Ben, tanrıyı bile sorgulayan bir lanetim belki!
Aile mi dediniz?
Ellerimle kazdığım uzaklık kadar soğuktular.
"Sen bizim için utançsın" dediler bir gün,
O gün ben de onlar için bir lanet olmaya ant içtim.
Ben bir bomba gibiyim — sessizce geri sayıyorum,
Zaman beni patlatacak... ama enkaz altında kalacak olan sizsiniz.
Her gözyaşım bir damla zehir,
Ve bu zehir, sizin kalbinize akacak!
Hayat?
Benim için bir ceza süresi gibi aktı.
Özgürlük?
Belki benim çığlığım olur bir gün — duvarları parçalayan.
Artık sadece var olmak istemiyorum,
Var oluşumla zarar vermek istiyorum!
Bu düzenin kalbini sökmek için geldim,
Ve şiirim — en keskin silahım!
5.0
100% (2)