0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
138
Okunma
Solgun beyaz boşluklar geçiyordu sisli benliğimin arasından
Sarhoş dudaklarımdan meçhul bir buse teğet geçti yüreğimi
Toprağın kokusu yırtık ruhumu panzehri gibi yakarken
Serin bir rüzgar ensemde beni sarmalarken,
Ruhumda hafiften bir melodi usul usul işliyor bedenimi
Niye her şey korkunç güzel?
Dumanlı gözyaşlarım bir şeyler fısıldıyor kulağıma
Beni sonlu sonsuzluğa götürüyordu sanırım.
O da ne?
Yıldızlara yaklaştıkça mavi hazan çiçeklerine bezeniyordum.
İçimdeki boşluklar Ay’ın son dördü gibi keskindi
Kraterlerine hapsetti koca bir yalnızlığı
Buram buram sahipsizlik kokarken
Zifiri bir bulut yağmuralarını arıyordu.
Nasıl derim biçare bana yağdı bu gece diye
Ah kim bilir ne de hüzünlüdür
Şehrinde kaybolmuş ruhlar mezarlığına koymayın onu da
Abislerin sessizliği genzimi yakarken anladım.
Ben ölmüştüm.
Ben hep ölürdüm.
Ama bu defa sonsuz kere sonsuzluğa ölmüştüm.
Tam zamanında sonsuzluğa...
5.0
100% (1)