GÖÇÜK...Gönül evim,bir konaktı;yıllanmış Kim derdi ki...bir fiskede sallanmış, Enkazlarım,çürükçüye yollanmış, birkaç resim;hüzün sözler içinde, Garip kaldı,duvarların göçünde... Görülmemiş gül açardı...kokulu, Tohumları,taa şuramda çakılı, Nadas kaldı...şimdi zakkum ekili, Daane’m vardı;üzüm gözler içinde, Garip kaldı,duvarların göçünde... Ne postacı;ne,sen geldin kapıma Senden gayrı,uymaz idi tipime, Mutlumusun..!?un sedinde ipime Ümit vardı;bazan tozlar içinde, Garip kaldı,duvarların göçünde... Bir yel esti,sazın teli dağıldı. Bu ne ölüm;bu,ayrılık değildi. Çölde akan düş pınarım soğuldu; Muradımdı...gezen kızlar içinde, Garip kaldı,duvarların göçünde... Gelinlikle ne de güzel duruyor. Kadere bak;bir dostuma varıyor. Kara tren,kalk sireni vuruyor; El salladım...yaşlı gözler içinde; Bir Nebi yim...duvarların göçünde... Nebi kılıçkaya 29/03/2000 perşembe..01:20 |
yani diğerleine binaen...
fakat dediğim gibi çok da farklı sanatsal ifadelere rastlıyamıyorum...
olacak...
sabır...
sabır...