2
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
163
Okunma
Cenaze kalabalığı çekilirken,
bir yalnızlık kalır kapının eşiğinde.
Çiçekler solar, taziyeler diner,
hayat kaldığı yerden devam etmez,
sadece alıştırır sessizce…
Kimse eve dönüşten bahsetmez,
kapıyı açıp artık o kahkahayı,
o kokuyu, o sarılışı bulamamaktan.
Kimse sana, o kişi olmadan hayata nasıl dayanılacağını söylemez.
Onu her köşede,
her fincanda,
her boş sandalyede ararsın.
Masadaki yerini görmek canını yakar…
ve yine de servis yapmaya devam eder,
sanki her an geri dönecekmiş gibi.
Her akşam sofrasında
O sandalye artık boş,
her yemekte yine orası hazırlanır.
Kokusu çekilir odalardan,
sen farkında olmadan
Yokluğuyla yüzleşir karanlığa gomulursun
Kimse anlatmaz sana
bir sesi özlemenin ne demek olduğunu.
Bir kahkahanın eksikliğiyle
nasıl duvarların daraldığını…
ve geceleri bir ismin içinde
nasıl yankılandığını..
kimse anlatmaz işte
Hayat en çok onun yokluğunda acıtır
saatler hâlâ onu bekler gibi işler.
Bi an saatler durur
yelkovan onsuzlugu gösterir ve yavaşça sessizliğe bürünür bütünün
Bir fotoğrafla konuşmayı,
ve gökyüzüne fısıldamayı
orada öğrenirsin.
Mezar taşında değil,
bir bardak çayda yaşarsın kaybettiklerini…
Asıl acı,
kimse bakmazken başlar.
Asıl gözyaşları o zaman akar.
Yoklukla yaşamayı,
fotoğraflara sarılmayı,
Bos Duvarlarla konuşmayı o zaman öğrenirsin.
Ve işte o an,
en büyük yas içinde başlar
herkes gitmiştir,
sen hâlâ oradasın
gidenin gölgesiyle yaşamaya devam eder.
Cenaze biter..
Ve işte o an
yas senin için daha yeni başlar.
Nurçin Aysel Çelik
25.07.2025
5.0
100% (2)