OLMUŞ

Çeşit-çeşit, sınıf-sınıf kazıklar,
Terörist peşinden yaş döker olmuş.
Cümle yandaş-yancı, cinsi bozuklar,
Katil aklamada tam noter olmuş.

Gece-gündüz, sabah, akşam üzeri,
Neyin pazarlığı, neyin pazarı?
Alimi, cahili, okur-yazarı,
Gizlisiz, saklısız iş tutar olmuş.

Umut satar-yana yatar, dolanır,
Bakla döker, yamdım-yamdım yalanır,
Dağda yayılır da, gölde sulanır,
Ustası, çırağı, yan yatar olmuş.

“Gak” denilse gaklar, “guk” duysa guklar,
Ahkâm keser, sürü sürü yamuklar,
Öteden beriye tüm korkuluklar,
Oraya buraya yağ satar olmuş.

Gün görmedik, çeşit türlü itneler,
Nice sahtekârlar, nice sahteler,
Sahtesi, essahı, daha da neler,
Her biri bir yerde boş atar olmuş.

Kıçımızda sivri dikenli çalı,
Valla memleketin bu şekil halı,
Nasıl buldularsa bu kadar malı,
Doğru yola gitse yol yiter olmuş.

Bir de diyorlar ki “devletin aklı”
Ne aklı be! Devlet bu kadar salak mı?
O beyanlarda ne hinlikler saklı,
Doğudan batıdan it öter olmuş.

Gene de bu hesap görülür bir gün,
Hainin defteri dürülür bir gün,
Bir yiğide millet sarılır bir gün,
Memleket toz duman bes beter olmuş.

Nerdesin eyyy vatan ehli nerdesin,
Ses ver ses, durmasın çıksın be sesin,
Bu Yitik Ozan’cık daha ne desin?
Asılı vekili dost satar olmuş.