0
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
144
Okunma
Küf kokulu sokaklarda yürürken
Çevirdim birisini sordum?
Medeniyet nedir ?
Gelişmişlik nedir ?
İnsan olmak nedir ? dedim.
Bana Avrupayı ve Amerikayı örnek verdi.
Şöyle baktım hafifçe gülümsedim.
Neden dedim ?
Özgürlük orada dedi.
Demokrasi orada dedi.
Peki dedim nasılı neden sormuyorsun ?
Nasıl bu hale geldi ?
Cevap veremedi.
Başladım anlatmaya;
siyah ile beyazı ayıramazken
Onlar evlerin de
Burada dedim sen ben biz yaşardık
Sonra bir şeyler ithal ettik oradan
Adı ırkçılık KARARDIK.
Şimdiyse bu topraklar da ne can kaldı ne de ırk.
Teknolojisi de çok iyi dedi.
Başladım anlatmaya;
Beyaz bakan gözlerin, altı
Siyah diye hayatlarının çalındığını
3 kuruş para verip kendine taptırdığını
Daha güçlü silahı var diye
Kendini patron sandığını.
Yüzünü buruşturdu gözünü devirip,
Belki bilmiyordu
Ya da biliyordu da boyun eğiyordu
Ya da kendisi için rahat bir yaşamın
Başkası için cehennem olmasına
Göz yumuyordu.
Ve belki de o gelişmiş dediği
Kene medeniyetinin
Merdivenlerinin altının kanla dolu olduğunu bilmiyordu.
Belki bilse de karşı çıkmayacaktı,
Günümüz de ki köle ruhlar gibi,
Görüntüye aldanıp
Ruhu aldatan körler gibi.
Ama bir gün o kene gelip
Kendine yapıştığında anlayacaktı;
O medeniyetin ne gelişmiş
Ne uygar ne de medeni olmadığını…
Birgün gezerken KENENİN süslü
Sokakların da umarsız,
Belkide ölümü en büyük uyanışı olacaktı…
5.0
100% (3)