Ve O
ve o kapı çaldı,
ve o kapı ordaydı, bıraktığım yerde, tarihe gölge düşercesine araladım sıyrılıp ölümden. Korkularımı zehirleyen, geceme hoş gelen Zamanın kollarını kırıp özgürlüğüne sığınan Kaçak yarım.. Kapının sesiydi.. sol yanağından beyaz bir tebessüm düştü avcuma.. kanadı avuç içimde ona dair biriktirdiğim tüm cümleler elindeki makas, parmak uçlarını kesti sesimin. dokunamadım.. gülümsedi... kirli yüzüme aşk gibi düşmüştü o an mevsim.. “sana emanettim, hoş geldin” diyebildim bir meleğin sıcaklığı oldu elleri, ona bakmamı istedi eridi gözlerimi yurt bellemiş gölgeler… masmavi bakabildim aralandıkça acım. Açıldıkça soluğumu kesen bu yara, bu gece baktığım her nokta, yüzünün ay beyazı bu gece sakladığım notalar, sesinin aşka uzanan kolları zamanın boynuna inen bu baltayla yerle birdim. Karşında, varlığıma dair ne varsa. sorma neden bu kirlenmişliğim yorulma, çünkü sessizlik bile güzeldir kuğu gibi uzanmış boynunda "…" Emin Uzun 31ekim2008 |