0
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
456
Okunma

biliyorum,
kimin arkasından yetişmeye çalışsan, damlıyor parmak aralarından..akan bir ırmağı avuçlamak gibi, sızmak gibi sızlamak.. an/sızın..zaman/sızın..ağrılar yükleniyorsun..sonra..içine çeker gibi bir dumanı dirhem dirhem..zift kadar ağır..nefesindeki şifa yetmiyor hücrelerine sonra hep aynı günaydınlar düşüyor o bilindik yüzlere ki kirleniyor bulutlar..ölü bir balık..sarı bir araba..mavi bir tavus kuşu..ve sen bir su yılanı yalnızlığında hiç kimse oluyorsun..çekerek içine herkesin bir adım daha yukarı çıkmak istediği atmosferi..karanlığında kalıyorsun ışıksız gölgelerin…pencerelerin sokağın çıkmazlarına bakıyor ve görünmüyor göğün yüzü ki
gökyüzü yoksa,derin değildir ve muaftır maviden deniz…
bunu gece gözlerimin uyku tutmayan yerlerinden öğrendim..karanlık ışığın altında..ve dahi kuytularında odanın…
sahi, neyi değiştirmeye yeterdi kelimeler, peki ya o tekerlemeler ki karamsar mıyım/hayır..olası bir yıldız tozu çarpmıştı soluğuma..ağır aksak göz ucuyla seçebildiğim düşlerimin arasından bir bağlaç bulup, kurguluyordum hayatımı..
seni t/anıyorum..
gidişlerini ve dönüşlerini..ağır aksak çıkışlarını merdiven boşluklarına denk gelen..neden sonranın kader çizgisiyle kesiştiğini düşünmez insan..yol yürümek öğretirken ve yolum senken ki yol ayak tabanlarının dokunmasından mı ibarettir yüzüne yerin..şşş tamam yalnızım ve boş odam..salon..bu evde kimse yok, gözbebeklerimin yalnızlığımla kesiştiği noktalarda düşlerimi bileyliyorum...tırpan ve jilet keskinliğinde.. soluğum yakıyor üst dudağımı..nabzımın sesini duyuyorum..yüreğime hükmü geçmez bir an/ı çalıyor kapımı..mağrur uyanıyorum sonra..perde aralıklarından sızarken ışık..gecenin gözleri düşüyordu sana,sözleri ve özüm düşüyordu sana..güzden bahara sesler..ve nehirler içinden çıkışım/ıslak ki dokunarak iki kürek kemiklerinin arasına..geçip gittin mi?..yoksa dönüyor musun hiç gitmediğin yerlerden..hani avuçlasam incinir miydi varlığın..yüreğimdeki ilk sokaktan sana/SOLUNA sapıp, sonra aksam sıcak..düş/ermi böyle gözlerine, gecenin, Kasımdan sızmış ocakların kıvılcımları/kar da belki ama…
(...)
bir kenara bırakılıyorduk
sayfa sayfa
tutup yakalarımızdan
ikimizin.
sessiz ve kimsesizdik
usulca sokuluyorduk
birbirimizin kuytularına.
hiçbir şey söylemeden
ve istemeden
birbirimizle konuşmak.
suç mu işlemiştik,
yoksa içinde miydik
bir suçun.
ne kadar önemi vardı
ve ne kadar önemliydik.
ipi çözülürse şayet
ellerimizin
fırlatır mıydık taş ve sopa.
kanamak ve kanatmak adına
birbirimize..
ayırmaya gelenleri
alarak içimize harf harf
susabiliyorduk,
eksilerek çoğalmak adına.
bunu yapabiliyorduk.
erdem miydi bu
veya kinayeli bir
susma biçimi çığlık çığlığa.
bilmiyorum.
yazılmadı henüz.
neresinden bakarsak bakalım
yaralanmıştık kuş kanatlarında...
kaçarken
yürürken ya da.....
-avuçlarımıniçindeyditerinıslak-
ısırma alt dudağını
bir son/a başlarken
benimle...
ne uzağın
nede yakının var biliyorum,
ben dedim bunu
ve açıldı
biçimsiz kestiğim Atlaslar...
sen saklarken
ilk gidenin duygularını
yastık altlarına,
maviden bileği kanıyordu
sorulmamış sorgularının.
düğümü çözülmemiş
bir nefes
kirletir çoğu zaman
camları/pusu...
ve ışık
perdelerin savrukluğunda
tenine öğretir
rüzgarın serinliğini
uykusu kaçmış bir g/öze ki
koku yolunu bulur
burun deliklerinden
tenine doğru/sıcak
kuytularından bir harfin
yüreğe dokunduğu yerde...
aşktan değilse şayet
yalnızlıktanda değildir
hastalık/sıtma...
ateşin çıkar
ve şakağını zorlar
nabzın.
böyle zamanlarda
kaçmak denilen bir eylem
gelir baş ucuna.
bir suç olmasada
bir hata belki
duygularının ağırlığı
ve darası
ve sonrası
eksik sorgular...
kimsenin seni
anlamayacağı
anlayamayacağı
bir sır olur
beklentilerinin arifesinde,
dudaklarında bir fısıltı
belki olasılığında
aşina kalır tariflere
ve ele vermek
kirlenmiş bulaşık
atıklarına eşit gelir.
ben değildim o/ben yapmadım...
bir suç olmasada
bir hata olarak kalır adın
fişlenirsin...
başka bir gölge ile
değişir yerin
ve intikam
karşılıksız kalmaz
şiirlerde trajedi olarak
kalır,
bütün doku ve duygularını
yalayıp geçer ölüm
bilmem kaç kez...
ve günah
başka bir acıyı
tetiklediği için günahtır
herkesin
bir diğerini çekemediği
kavimlerin ortasında...
şayet dinleyebilseydim seni
bir tekrardan ibaret
olmamak İÇİN/İÇİM
unutturmamak,
ve hatırlıyor oluşuna
şaşırarak.
ve diğeri gibi olamazsın
farkındalıklarının
renklerinde/ mavi
bir kaç cümle bile kalsa
herşeyin sonunda
söylenmemiş
ve yazılmamış mektuplarda
bir sonu yazarken değil,
başlarken bir son/a benimle...
(...)