1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
175
Okunma

Anne, bak…
Avuç içlerimde çizgiler çoğaldı,
Gözlerimde yorgun bir deniz var artık.
Saçlarıma düşen her beyaz tel
Senin sessiz dualarından bir iz gibi.
Bir zamanlar dizlerine baş koyduğum
O eski masallar da sustu anne…
Bir ninni gibi doluyor içime geçmiş,
Yıllar boyu üstüme sinmiş hasretin sesi.
Kırgın değilim zamana ama,
Biraz hüzün, biraz da kabullenişle
Aynalara bakarken kendimi değil
Senin gençliğini görüyorum kimi zaman…
Anne, bak…
Ben de yavaş yavaş yaşlanıyorum.
Senin sabrınla ördüğün her hatırayla
İçimde büyüyor insan olmak.
Dizlerimde senin ayak izlerin,
Yüreğimde ömrünün sade duaları.
Ben artık çocuk değilim,
Ama hâlâ adını anarken titriyor içim…
Ve inan, her yaşımda daha çok anlıyorum seni.
Her kırışıkta, her acıda,
Senin ne büyük bir sevda olduğunu
Bir daha, bir daha yaşıyorum
Anne…
Geceleri en çok senin yokluğunda üşüyorum,
Bir fincan çayın buğusunda
Bir de eski resimlerde ısınıyorum.
Kokun yoksa rüzgâr bile serin esiyor artık.
Ben büyüdüm sanmıştım oysa,
Bir çocuğun sessizliğinde hâlâ
Sesini ararken yakalıyorum kendimi.
“Üşüme yavrum” deyişin yankılanıyor duvarlarda.
Sen gittin ya bir sabah ansızın
Hayat yarım kaldı sanki bir anda.
Ne bayramlar tamam ne de baharlar
Sensiz geçen her mevsim eksik, her gülüş yarım bana.
Dün çoraplarımı sen örüyordun kışa,
Bugün yalnızlığı sarıyorum ayak bileklerime.
Yorgunum anne, ama alıştım galiba
Yokluğunun koynunda sabah etmeye.
Anne,
Her dua sensin,
Her sükûnet, her suskunluk
Senin yerine geçen bir hatıra belki de.
Ben yaşlandıkça,
Senin çocukluğuna yaklaşıyorum
Ne garip değil mi?
Ömrüm, senin dizlerinde başlıyor yine…
Anne…
Bak, ben de yaşlanıyorum,
Ama senin sevgin hâlâ çocuk kalıyor içimde
Sedat Kesim
5.0
100% (3)