0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
85
Okunma
Kalbimde donmuş bir kış mevsimi gibi kaldın sen
Buzlanmış cam kenarında hayal olmuşum belki
Ve karın sessizce örttüğü ilk iz gibi
Sesini arıyorum şimdi bütün sabah namazlarında
Ben döndüm... Kaybolmuş anılardan,
Çoktan bitmiş bir hikâyenin içinden
Gözkapaklarına asılı kalan son nefes gibi durgun,
Ama hep sana adanmış...
Varlığından mahrum kalmış sabahlardan süzüldüm
Caddenin tam ortasında
Yüreğime çöken bir hüzün gibi serpildim
Adını andığımda sızlıyor göğsüm
Seninle bir lokma alınca yanıyor dudaklarım
Biliyor musun canım...
Sen ayrılınca sadece sen ayrılmadın
Bütün rüyalarımı, planlarımı, masumiyetimi
Beraberinde alıp gittinde
Bir tek "hoşça kal" unutkansın verdiğin ayrılıklarda
Ve ben,
Defterlerde kalan sıcak satırların
Yarım bir noktalama işaretiyim artık
Ne tam bir son yazabildim seninle
Ne de yeni bir başlangıç kurabildim başkasıyla
Ve meltem yine senin kokunu getiriyor,
Taşlarda ayak seslerinin yankısı,
Ben hâlâ ismini içimde tekrarlarken
Siluetين usul usul değiyor camıma...
Sen olmayınca
Harfler bile uzaklaştı benden
Ne çizdiğim yeterli, ne okuduğum sende kalmıyor
Ayrılığın dili yok çünkü
Her sesi yarım, her müziği boğuk...
Kalbimde açılmayan bir not şimdi
Ne gönderildin, ne geri geldin
Arasında kalmış bir "ya" gibi
Söylenmemiş nice kelimeyle dolusun...
Düşün hele canım,
Hâlâ aynı anda uyuduğunda
Benim de ruhuma bir akşam çöküyor mu?
Yoksa sadece ben mi hâlâ
Aynı rüyaya dalıyorum her uyku?
Geceler...
Yastığıma karışan eksikliğinle uzuyor
Ve ben her uyanıklıkta
Biraz daha seni andırıyorum
Biraz daha "biz" oluyor eskiler...
Ah Mart...
Sen de mi arıyorsun bizim o kıştan kalan donmuş dileklerimizi?
Bak işte,
Her eriyen buzda biraz daha çoğalıyorum senden
Yine de,
Gözlerimin kenarına tutunmuş
Bir sevgi dizesiyle
Sana dönmek istiyorum tekrardan...
Yalnızca sen duy diye yazılmış bir nağmeyle.
5.0
100% (1)