Göğüslerinin arasına yaslayıp başımı,
kulak memelerindeki cenneti öpseydim keşke.
O zaman duyardım belki,
boynundaki nehrin kokusunu.
O nehir ki akardı birbirimize doğru.
Dört bir yandan.
Bir de kokusu vardı ya ağzının.
Fındık, malt ve tükürük.
İşte benim hayaletim,
işte hepsi bu..