3
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
293
Okunma
yine ılık rüzgarlar eser
ikindi vakitleri
yağmurlar yağar
güneşin son kızılından
düşen her damla
kim bilir kaç evvel
kaç ahirden
nisan yağmurları yağar
vuslat kokan cennet sabahına
rahmet taneleri
bahar demez
güz demez
ağlar daima
kaç yüz defa ıslanır
gözyaşlarıyla
arz-ı zemin
ve sonra
erir buzlar gibi
sel olup çağlar
başını taştan taşa vurup
arzular dalgalanır
gecenin tam ortasında
bir lütuf hoplatır yürekleri adeta
kutsi sevinçler salınır
ayla yıldızlar arasına
bir nefes iner seher yeline
ta uzaklardan
gözyaşlarına siner bir faslı bahar
mevsimler yaşatır renk renk
misali cennet
yetim bir çocuk gibi
toprak kadar acıların yekunu
kıştan miras kalan her çile
yaşanır daha yüklü
kucağında toprağın
en büyük muammanın
çözülür kördüğümü
aşk sarhoşu
teselli arar şehrin bulvarları
bir siyah tül ile örtülür
tutkuların çehresi
kaybolur mecrasından çıkmış saatler
ağlaşır ıssız caddelerde
vizesiz yürek yangınları
her gece
kaldırımlarda gezinen damlalar
ateşin zebunu
uzun bir yolculuğun içine doğru
yürürler
yolculuk dehlizlere değil
aşkın deryasına doğru
girdabında hangi hayaller kurulur
hangi rüyalar görülür
karanlık gecelerde
sonsuza dek
ümitlerden taşar duygu çağlayanı
adeta köpürür ezeli sevdalar
büyülü muhteşemlikler
efsunlu ırmak içinde
başlar zamanın yeni bir masalı
sevda ateşlerinin tutuştuğu
yeni bir şafağa değin
biçare
yeni bir fecir doğar
seher vakti
soğuklara aldırmadan
ayaza tutulmadan
yağmurlar
bir beldenin en kuytu noktasına inerler
uyurlar
mışıl mışıl
yağmurlar yağar aheste
dem hüzzam vaktidir artık
bilindik acılardan
yavaş yavaş
hüzün düşer
toprağa
redfer
Söz ve aranje ;İlyas Kaplan (redfer)
Her türlü Telif hakkı İlyas Kaplan’a aittir
5.0
100% (6)