Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri

SEN GELMEZ OLDUN....

Yorum

SEN GELMEZ OLDUN....

4

Yorum

20

Beğeni

0,0

Puan

291

Okunma

SEN GELMEZ OLDUN....

SEN GELMEZ OLDUN....



Bir Türkü Gibi Yarım Kalmış Aşkın Hikâyesi

Dallı güllü elbisesiyle köy meydanından geçerken rüzgâr, saçlarını bulut gibi savururdu Elif’in. Saçları üzüm karası, bakışı dal gibi narin, ama kökleri toprağa saplanmış inatçı bir çiçekti o. Her sabah, annesi bakraçla su doldururken, o çeşmenin başında Ayaz’ı beklerdi. Ayaz... Adı gibi soğuk bir yalnızlıktan geliyordu, ama yüreği yangın yeri gibiydi.

Onlar konuşmazdı. Bakışırlardı. Göz, dilin sustuğu yerde konuşurmuş zaten.
Ayaz, Elif’e bir gün ince bir mendil bıraktı. Üzerine “E” harfini iğne oyasıyla işlemişti.
“Bu mendil bizim yeminimiz,” dedi.
“El gibi olmayalım. Elif gibi kalalım,” dedi.

Ama dünya böyle masum aşkları sevmezdi.
İhtilal patladı, Ayaz bir şiiri duvara astı diye suçlandı.
Bir gece yarısı, postallar evlerinin taş eşiğini parçalarken, Elif uyuyordu.
Ayaz götürüldü.
İki yıl cezaevinde kaldı.
Kalbini, dizelerine sararak korudu.
Harfleriyle yaşadı.

Elif...
O hep o ağacın altında oturdu.
Dalları kuşlara değil, bekleyişe yuva olmuştu.
Ama bir gün...
Kızın babası, “Hapisten çıkan adama kız mı verilir?” deyip Elif’i başka bir köyün oğluna verdi.
Elif, o gün ağlamadı.
Ağlamadı ama evlenirken duvağının altına Ayaz’ın mendilini sakladı.
Kimse bilmedi.

Yıllar geçti.
Ayaz, ozan oldu.
Adı “Aşık Ayaz” diye anıldı.
Sazının telleri, Elif’in gülüşünden kırık,
Sesi, onun suskunluğundan yorgundu.

Bir gün bir haber geldi.
“Elif öldü…”
Ayaz kalakaldı.
Gitmek istemedi. Ama Elif’in vasiyeti vardı:
“Beni Ayaz’la ilk oturduğumuz ağacın altına gömün.”

Ayaz gitti.
Ağacın altına diz çöktü.
Toprağa değil, aşka baktı.
O gün, bir radyo programında ilk kez sazına dokundu ve şu dörtlükle yandı:

> Bugün benim efkârım var, zarım var
Değme felek değme telime benim
Gül yüzlü cananı elden aldırdım
Ecel oku değdi gülüme benim

Türkü dillerde gezdi.
Ama Ayaz artık konuşmaz oldu.
Herkes onun sustuğunu sandı.
Oysa o, her gece Elif’in mendilini kalbinin üstüne koyar,
“Sana gelmedim Elif…
Senin yanına geldim…”
derdi.

Ve o günden sonra,
hiç kimseye "canım" diyemedi.
Çünkü canı, bir ağacın altında yatıyordu.

Peri Feride ÖZBİLGE

......


Sen gelmez oldun…
Oysa her sabah pencereyi sana açardım.
Rüzgârla gelirdin, gömleğinin yakasında kır papatyalarının kokusu olurdu.
Ben o kokuyu alnıma sürerdim,
“Gelir” derdim, “mutlaka gelir.”

Bir gün, o sabah da geldi;
Sen gelmedin.

Köy sustu.
Çeşmenin başında bile biriken sus sesleri…
Bir mendil kaldı avucumda,
Oyalı.
Senin adının baş harfiyle...

Her şeyin bir türküsü olur ya hani…
Bizimkisi, yarım bir türküydü.
Çünkü sen gelmez oldun.

Yayla çiğleriyle yıkadım sabahı.
Annem seslendi uzaktan:
“Kızım, yüreğine taş bağla…
Bu dünya, sevinç kadar sabır da ister.”
Taş bağladım.
Önce yastığıma, sonra yüreğime.
Adı sen olan her rüzgârda
O taş uçuverdi,
Geldi, tam kalbimin ortasına oturdu.

Seninle buluştuğumuz çınarın gövdesine
Tırnaklarımla ismini yazdım bir gün,
Canım acımasın diye.
Biraz da içimde kalsın diye.

Geceleri elbisemi çıkarmam.
Sen “çok güzelsin” derdin ya hani,
Belki gelirsin diye
Yıllardır aynaya aynı bakışı çakarım.

Komşu kadınlar kına gecelerinde
Avuçlarını yakarken,
Ben tırnak diplerime hüzün yakarım.
Kokusunu aldıkça sen sanırım.
Ama sen,
Gelmez oldun.

Köyün üstüne kara bir gölge düştü o sonbahar,
Ahırdan çıkan inek bile gözlerini yere indiriyordu.
Bir sabah,
gök delinmiş gibi bir haber indi bacadan:
“Elif… ölmüş…”

Sesi değil, susuşu duyuldu önce.
Anası bir taş gibi çöktü ocak önüne.
Bir tek Ayaz susmadı o gün.
Elindeki sazı aldı,
Ve yürümeye başladı o eski patikadan,
Yıllar önce Elif’in gülümsediği taşlara basarak.

Aynı çınarın altına geldi.
Bu defa Elif yoktu.
Toprak vardı.
Taze, sabırlı, usul usul kokan bir toprak.
Ve bir mezar tahtasında yazılı tek cümle:
"Canına sakın dokunma, Ayaz gelir."

Ayaz diz çöktü.
Sazını yere bıraktı.
Bir mendil çıkardı cebinden,
Üzerinde E harfi hâlâ ilk günkü gibi işliydi.

“Elif,” dedi.
“Sana o türküyü söyleyemedim.
Şimdi yüreğimi söyleyeyim:”

Ve Ayaz, o çınarın altında sazını bırakıp gitti.
Kimse o sazı yerinden oynatmadı.
Çünkü köy halkı bilirdi:
Bazı aşklar, türkü olur da bitmez.
Bazı gözyaşları, göğe çıkar da dua olur.

O günden sonra,
hangi kınalı kuş o ağacın gövdesine konsa,
kanadında “Elif” yazar oldu.

Peri Feride ÖZBİLGE
02.05.2025

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sen gelmez oldun.... Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Sen gelmez oldun.... şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SEN GELMEZ OLDUN.... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Merdümg.riz
Merdümg.riz, @merdumg-riz
2.5.2025 23:30:00
Kaleminize yüreğinize sağlık saygılar sevgiler
Etkili Yorum
Esrakilic1982
Esrakilic1982, @esrakilic1982
2.5.2025 00:43:02
Gelmedin… Belki de hiç gelmeyecektin.
Yine de her sabah pencereyi sana açtım,
Ama rüzgar sana getirdi, ben de seni düşündüm.
Kokular, sesler… Ne fark eder?
Zaten içimdeki boşluğu da seninle büyüttüm.
Bunu hep bekledim,
Bir gün, belki… Gelirsin diye.
Ama sen… Gelmez oldun.

Yüreğinize sağlık
Etkili Yorum
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
2.5.2025 00:26:39
Elif’in dokunmayan sesi, Ayaz’ın susan yüreğiyle birleşmiş… Her cümlede bir türkü, her satırda bir ağıt gizli. Bu hikâye sadece bir aşkı değil, suskun bir memleketin, bekleyişin ve vedanın içli öyküsünü taşıyor. Yarım kalan her türkü gibi gönülde tamamlanıyor. Tebrik ederim Peri Hanım, yüreğinize ve kaleminize sağlık.

Etkili Yorum
Ahmet Erdem60
Ahmet Erdem60, @ahmeterdem60
2.5.2025 00:22:41
Çok fazla hüzün simiş şiire

Ayaz ve Elifin destanı notaya dökülerek türkü olarak birçok kişiyi etkilemiş olmalı ki sen gelmedin diyor her bekleyen.
.
Tebrik ederim

İyi ki şiir var
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL