1
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
100
Okunma
Bir mermi düştü alnımın ortasına,
ne bir silah sesi, ne de barut kokusu…
sadece senin susuşun vardı,
bir mermi saplanan.
günün en uyuşuk saatinde
bir kedi son umudunun peşinde
işçiler, yorgun alınlarıyla
taşıdı sessizliğini bu kentin.
pamuk pamuk bulutlar,
göğün mahcubiyetini örttü
ay yine bize küs,
yıldızlar annesinin koynunda
nutulmuş çocuklar gibi
geceden izin alıp yatıya kaldı.
ve sen,
ey vefasız yüreğim,
ey çağlayanlarda coşup
beni unutan su,
İçim dışım kırgınlık,
beynimin kıyısında
ölümcül endişe nöbet tutar.
yoluna güller döktüm,
yansın dedim ısparta’nın sokakları,
gerdanın silme başak
diz çöksün dedim konya ovasına.
bir mermi...
bir tek mermi susturdu
tüm bu çiçeklenmeyi.
bir susuşun ucunda patladı,
ne bir silah sesi, ne bir barut kokusu—
sadece senin yokluğunun yankısı.
13.4.2925
A v r a s y a
5.0
100% (5)