10
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
181
Okunma
Yeminlik
Kırılıyor çimde parçalar
tuz buz aynalar sirke taşındı bak
her kırıktan ayrı bir yüz ayrı bir suret
bu mu, yok yok bu, yok öbürü, hangisi sen
beni gösteren gece lambası
o yerde
ay ışığına durmuş pencere
kuş sesine kulak kesilmiş erkenden
kapı zili suskun duvar dinlemede tavan sessiz
ah gölgeler bir biri ardına iz izliyor
sesi rüzgarı vuruyor çatıları aşıp giden
düş derde
üstümdeki ağırlık bir hayli kalabalık
dert yükü benim ki ne ararsan en çokta sen
şafağı nefesliyorum sabaha indirebilsem
acının zevki ibadet huzur mu veriyor ne
öyle kendimi kaptırmışım unuturcasına
ah bende
ay doğsa heycan yıldız çıksa serüven
kendi yağmurunda ıslanıp bağrını döven
Bulutlar diyarında bir garip gezgen
Ey göğün boşluğunda yitip giden
Çiçekte arı kovanda bal hasret özlem
yâr sen
Coşkûnî
5.0
100% (21)