Kudüs ah gönül bağım
Ah karalar bağlı anaların vatanı
Göğünde görünmez güneşin
Çocukların duyulmaz şarkıları
Kudüs ah yaralı vatanım
Sende hasreti müslümanların
Dilim lal olur susar anlatmazsam

Güneş söner, dünya dönmez zay olur
Baharda çiçek açmaz ağaçlar hazan olur
Kimsesiz kalır inananlar mahzun olur
Nazarın kayarsa üzerimizden
Dünyamız harap olur
Matem elbiseni giydiğin günden beri
Gündüzler gecelerden karanlık
Dünya zindanı müslümanların

Ey nazenin Kudüs, sen üzüldükçe kanar yüreğimiz
Dökülür gözlerimizden hüzün yaşları
Yalnızlığına esef eder şehitlerin
Kuruyan dallar gibi takatsiz, gayretsiz iddiacıların

Gelse de binsek o kutlu burak
Zulme aman vermese o sultan kudret
Açılsa düğümlenmiş kolların
Tarih dirilse görkemiyle yeniden
Derken İbrahim Halilullah’ın gelse ve
Baltayı eline tutuştursa büyük putun

Lokması olmayacaksın siyon hegemonyanın
İlahi bir kubben var göğe en yakın senin başın
Anlat içini çörekleten kaygını
Sesinle dünyanın kulakları çınlasın
Sana sevdalı Ömerlerin namıyla konuş
Yedi iklime şan-şeref dağıtsın çocukların
Bağrı yanıklarını çağırırken safına
Ay süzülür koynuna bir dahi başlar inşirahın…

Ey zamanı zaman içinde saklayan
Ey sırların vatanı yeşert tüm umutları
Tarihin sahnesinden davudî sesinle haykır!
Ulu’l Azim peygamberler ardında
Muhammedin ordusunu beklesin çocukların
Medine’deki karşılamayla beklesin
Ne baykuşlar ötsün ne bülbüller şakısın
Mescid-i Aksan’dan ezanlar okumaya
Bilali çağır o çıksın minarene o çıksın
Ezanı Ehad dediği günki aşkla okusun!

Enes’in soluğu, Zülfikâr’ın ışıltısı değsin avluna
Bir peygamber dostu uğrasın sokaklarına
Kovsun yehudayı, silsin siyonun lanetli izlerini
Etrafını kuşatan melekler gözlerimizden
Zifiri karanlıkları kaldırsın envarı yayarak
Gelsin peşinden muhiplerin sevdanla ağlayarak…

Ayşe Ciplioğlu Kaş