Y/ÜZME MOLASI*
salkımsöğüt gibi durma dikilip
haydi gir suya söndür teninde yaz güneşini karların serinliğini duya duya salıver saçını aksın sana düşler kurayım dalarcasına uykuya sevda dolu bir ırmaksın bu su beni nerelere götürür alır seni taş üstüne yatırır taşar sevda denizler de köpürür yanar kumsal dalgaların durunca kollarını aç, sal kendini dalga dalga, kulaç kulaç pembe düşler çiçeklensin zakkumlar sevgine muhtaç haziran’da ağustos mu düşlenir neden gönlüm yanar iken ıslanır çağlar sular, akan zaman süslenir taşta çiçek açmalara durunca bu suda o su var içinde gül kokusu var hangi suya baksam artık aynasında seni sunar kayıp giden zamandayız çok kurdum sana kendimi kaydın ellerimden boşandırdın zembereğini içimdir şimdi burkulan durma öyle dikilip; kıyısında gölün haydi gir suya salkımsöğüt söndür ateşini gülün yapma gönül, aldatma kendini ne ağacı ne taşı, hangisi sahici aynaları sevdiğinin farkında değil misin aşkın yalan, gördüklerin zahiri yıllar oldu; dönmedi sahibi kâlbinin düşlerin gibi aynalarda gerçeğin işte aklın sonuna geldik bir gün çıldıracağın belliydi... Şaban AKTAŞ 29.06.2003 (*)Yayınlanmıştır.Berfin Bahar / Eylül 2003 AGSS SERİSİ |