KOŞTUK
Yatırdılar Mehmet Ağa’yı sala
Er kişi niyetle, durduk namaza. Omuzlara aldık, koştuk dörtnala. Çok acele gömdük, vardık niyaza. Salı da unuttuk, boğaza gittik. Kuyrukta ayazı yeterli tattık. Ayranlı ekmeği, orada yuttuk. Namahrem el öptük, sardık ayaza. İbretlik âlemi görüp, tınmadık. Ertesi gün bir kez sorup, anmadık. Mezarlık yanına varıp, inmedik. Kahvehanede her gün kardık avaza. Giden yaptığıyla kaldı baş başa. Bilinmez, gelecek her garip başa. Kuşlar bile gelmez olacak taşa. Dünkü komşumuzu verdik ayaza. Boğuşacak evlat, sahte gözyaşı. Göstermelik tavır matemler şaşı. Sıra gelebilir kırk beşmiş yaşı. Sadık dostumuzu verdik ayaza. Çıkmasın, diyerek çok sıkıştırdık. Acı hissetmedik hep tıkıştırdık. Çalgısız oynadık, tam yakıştırdık. İşin dalgasında girdik ayaza. Alt üst günahları imam temizler. Mevlüt yemeğine gelir semizler. Bir gün yutmaz olur boru genizler. Asırlık Mehmed’i serdik ayaza. Dursunî, çok fazla deşme yarayı. Mehmet Ağa gördü akla karayı. Az bekle Azrail bilir sırayı. Nice Mehmetleri verdik ayaza. Dursun Yeşil – 18/01/2008 |