0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
95
Okunma
YAMALI HAYATLAR
.......
.............................
Toprak damlarin üstünde
Bilye oynardık.
Bacalardaki karlar eriyip
Güneş kuruttugu zamanlar.
Kapıyı açınca iliklerimize kadar,
kar soğuğu vururdu.
Yüzümüz gözümüz Anne yazmasiyla sarılı.
Baba camlara naylon poşetler cakardı,
Bir anlam veremezdik.
Öğrenmek için büyümek lazımmış.
Sırtımızda yüzlerce metre ot,
saman tasirdik.
Öyle ya sen Anne Babaya, hayvanlar da
sana muhtacti bilirdik.
.......
..........................
Çatıdan damlayan sular
yarım yamalak Halıları ıslatmasin diye
leğenler koyar,
Sobaları kıtlıktan cikmiscasina yakardik.
Saati pek bilmez gün ışığıyla baslardik güne.
Vakit belliydi Baba gelince eve yemek yenir,
Bulgur pilavının içinde yedi sekiz kaşık dönerdi.
Evde hep birtane yeni mont
Yeni pantolon olurdu.
Olurda iki ayda bir şehre gidecek olunursa
bütün kardeşler sırayla onları giyerdi.
Kimse kimseye gülmez kücümsemezdi.
Herkes bilirdi bende olmayan
Onda da yoktu, onda olmayan bende...
Çocuklar birbirine gülmez,
biraz fazla parası olan baba kibirlenmez,
Çocuklara yokluğu ogretirdi....
........
...........................
Çeşme başında ayazda eksi dokuzda
annenin biri diğerinden iki sahan un isterdi.
Diğer anne bunu hiç laf etmez,
Evin küçük kızıyla gönderirdi...
Ayakkabının adı duyulmuş,
Hakkında sohbetler edilirdi..
Yamalı çoraplar üçer beşer defa dikilir;
Yokluk utanma duygusunun önüne geçerdi.
Eylül’ün on beşinde son kez şehre gidilir,
Kış boyunca çay şeker eksik edilmezdi.
Son kullanma tarihi bilinmeden,
Alınan birkaç paket çikolata hep misafir
için bir köşede bekletilirdi..
Bir kaç komşu toplanır günlük sagdiklari
sütleri sırayla bir birine verirdi.
Altın günü değil di ama alın teriydi....
........
...........................
Her akşam birinin evine gidilir,
Kadınlar birdahaki kış için çoraplar örer,
Erkekler tarladan, otdan, saptan sohbet ederdi..
Komşuya gitmeden evde tembih edilirdi.
Bir bardaktan fazla çay yasak tı çocuklara.
Herşey yokluk içinde yada çocuk olduğun
için güzeldi..
Sonra baharla beraber büyümek geldi,
Paranın verdiği hırs,
kapı komşunla seni düşman eyledi..
Yamalı corabina, Ayakkabısı olmayana
gulen yüzler geldi.
Sutleri peynir yapmak için paylaşan
Annelerin yerine, Şehirden yeni peynirler,
Salamlar sucuklar getirildi.
..............
..........................
.....ve birgün Baban gidiverdi.....
Üstüne bir yetimlik, bir kimsesizlik,
Bir yalnız kalmışlık, bir tuzzus yemek,
Bir soğuk hava geldi..
Anladın ki üstünde yeni alınmış elbiseler,
Marka ayakkabılar belki ev arabalar
Hepsi birer hiç, birer özentiymiş.
Sen varlığı değil,
o sobada yanan ateşi,
Kışın soğuğunda kızaklarla
karlar üstünde kaymayi,
yırtık lastiklerle eve gidip bi fırça yemeyi,
Annenin dizine saklanıp,
Merhametine güvendigin Babandan
saklanmayi,
O yarım yamalak evde
Anne Baba kardeslerinle olmayı
Ozlemişsin.
Anladın ki sen büyümeyi öğrenmişsin..
.............
............................