0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
85
Okunma
KIYAMET
.......
..............................
...Ve bulutlar yere inmeye karar verdi.
Toz gibi eserek çatıların üzerine
süzülmeye başladı.
Herkesler bir yerlere, biryerlerden
bilinmezlere koşmaya başladı..
Kimse kimsenin nereye ne diye koştuğunu
hayal bile edemedi..
Sular toprak zeminini aşarak
dağlara tırmanmaya,
nefes alacak bir boşluk birakmamaya yeminliydi..
Anne kucağındaki bebeğe son bir bakışla;
Canını koruyup caanan’dan vazgeçti..
..........
................................
Arsızlıgın, hırsızlığın, nursuzlugun
kıyafet değiştirir gibi el değiştirdiği
bir vakitti.
Kimse kimseye göz ucuyla bile bakamazken
Beş dakikada bir mevsim değişti..
Yangınlar su ile savaşırken;
Baba oğlunun sırtından ceketi çekip gitti...
Delilerin Akl-ı kamil konuşmaları
şaşırtmaya başlarken,
Alimlerin ne söylediğini kimse bilmedi.
Öyle bir vakitti.
Yaprak ağaçtan düşmeden yerine çoktan
yesermis hatta kurumaya yüz tutmuş
yapraklar geldi..
............
...................................
Nefes nefese olan sessiz konuşmalar
yeri göğü inletircesine alemi semanın
her zerresini inletti.
Kediler, köpekler insanlara dost olmayı
reddetti..
Çöller denizlere dönerken, Karadeniz de
bir yudum su bulan kendini padişah
ilan etti..
Senin derdin dertmidir benim derdim
yanımda diye insanlar arasında
konuşmalar yükseldi..
Oysa sır perdesi çoktan kaybolmuş,
çıplak görüntüler vardı sokaklarda..
...........
...................................
Kimine göre öteki alem, kimine göre
yeni başlangıç kimine göre ise sonsuzluktu.
Sonra her cadde her sokak her köyde
Siyah yamalı elbisesi ile koltuğunun altında
bez parçası içinde bir bir lokma ekmekle
on üç on dört yaşlarında bir kız çocuğu
Belirdi aynı anda..
Herkes bir birinden kaçıp kuytu karanlık
Köşelere saklanmaya devam ediyor,
kimse kimseyi görmek istememekteydi.
Baykuşlar her evin penceresine tünemiş,
Uzakları seyreder gibiydi kara kışta..
............
...................................
Her gök gurultusunde gök yarılıp
kızgın yağlar döküldü tüm sokaklara.
Korkunun faydasız olduğu nefes alislarin
her yeri inlettiği bir andı.
Dualar inliyordu semalarda...
Bir güç, bir el, bir yardım diye aglamar
vardı tüm Dünya da.
İnsanlar yüzlerini, hayvanlar
mahrem yerlerini
Kapatmakta..
Ve bir sessizlikle kuş cıvıltıları, meltem
rüzgarları duyulmaya başladı tüm
Sokaklarda. Gök maviye, Güneş sarıya
Benzemeye başladı.
İlk önce Annenin kuzusu geldi aklına,
Sonra Sırtından ceketini aldığı yavrusu
Baba’ nin aklına...
Ama o yamalı eski püskü elbiseyle
Bir lokma ekmeği ile dolanan küçük kız
yoktu kimsenin hatrinda..
Ne hikmettir ki; kimse ölmedi.
Bu yüce yaradanin bir uyarısı,
Bir nimeti, bir hatirlatisiydi.
Oysa insan oğlu; Galubeladan
İNSAN olacağına söz vermemis miydi???
..................
.........................................