Hz. Peygamberin (S.A.V.) nuru 1400 yıllık bir uzak yoldan geliyor. Tıpkı 1400 ışık yılı uzaktaki bir yıldızın ışığı gibi. Tabii bu nurdan istifade etmekte zorlanıyoruz. Nurdan istifade edemeyince böyle durumlar ortaya çıkıyor.

Bir ışık kaynağından ışığı yeterince faydalanabilmek için AYNA lazımdır. Işığı aynadan aynaya yansıtarak yararlı hâle getirebilirsiniz.

Peki Hz. Peygamberin (S.A.V.) nurunu günümüze yararlı hâle getirmenin bir yolu var mıdır? Elbette. Kimi zaman VELİ, kimi zaman ALLAH DOSTU, kimi zaman EVLİYÂ olarak isimlendirdiğimiz o yüce zatlar birer ayna gibidirler. Hz. Peygamberin (S.A.V.) nurunu birbirlerine aktararak günümüze ulaştırırlar. Bu zatlara da her tasavvuf ekolünün silsilesi diyoruz.

Bu silsileden bir zat ile irtibat kurarak o nurdan faydalanabiliririz.

Bazı yetenekli insanlar da vardır aramızda. Direkt Hz. Peygamberden (S.A.V.) nur alıp faydalanabilen. Yok değildir amma onların sayısı çok değildir. Baştan söylemiştik YETENEKLİ diye.

Vel nasıl kelâm AHİR ZAMAN peygamberinin (S.A.V.) in ümmetiyiz. Yani AHİR ZAMANDAyız.

Şu da var ki; Hz. Peygamber (S.A.V.) zamanında yaşayanlan örnek olsun diye söylüyoruz, DİN 10 üzerinden değerlendirildiğinde bu 10 un 9 unu yapıp 1 ini yapamayan CEHENNEMLİK idi.
Şimdiki zamanda ise bu 10 un 9 unu yapamayıp 1 ini yapan CENNETLİK'tir ...... HADİSİ ŞERİF....

Bütün bu yaşananlara rağmen bu hadisi şerif bizi kurtaracaktır vesselâm.