Eşsiz Bir Hüzzam'sın
Bu hicran ateşi sardı dört yanımı,
Feryadımda buldum aşkın harmanı. Sensiz geceleyin yandı her anım, Nağmelerin doldu kalbimin kânı. İzmir sokakları taşla bezeli, Sana ses veriyor rüzgârın eli. Ben Diyarbakır’da hasretin dili, Seninle konuşur her bir hayali. Tuşlarda süzülen nağme-i hicran, Ezgilerle ağlar gönlümde devran. Piyano sustukça kesilir her can, Yokluğun düşürür beni zindana. Sen rüzgârı kendine dost kalmışsın, Melodilerinle esersin sokak aralarında. Ben seni dinlerken kaybolurum kendi içimde, Çünkü sen, eşsiz bir hüzzam’sın, İlyun. Bahara benzeyen gözlerin, gülüş, Sevda koru gibi içimde ateş. Dokunduğun notalar her bir güneş, Nur olur ruhuma akar her köşe. Ey yıldızlar şahı, gönlümün tahtı, Melodinde saklı âlemin bahtı. Ellerinle çizersin vuslat vakti, Aşkıma dokunur her bir nakşı. Sonsuzluk denizi olmuş her sesin, Kalbime iz düşer dokunan telin. Kimi bu sevdayı görse der ki kim, “Bir hüzzam nağmesi yakar âlemi.” Gökün şanlı ihtişamına bakarken, Yeryüzü sessizdir rüzgâr eserken. Bir gün gelir misin baharı erken, Açılır gönlümde gül olur diken. Eflatun hayaller düşer gözlerime, Seher vakti ağlar aşkım dizlerime. Nur-i mah dokunur sessiz sözlerime, Sen ezgim, sen hülyam, sen canımsın. Şimdi bir duvarda yankılanan sesin, Chopin duysa kalkar, dinler kesin. Biter mi bu özlem, diner mi ahım, Bir gün vuslata varır mı çağrım? id’n |