ÖLÜMÜN KOKUSUKaranlığın derinliklerinde bir fısıltı, Çürümüş yaprakların hüzünlü bir ağıtı. Toprağın kokusu burnuma doldu birden, Ölümün soğuk nefesi, tenimi titretti. Sessiz sedasız yaklaşan, kaçınılmaz son, Gözlerim kapandığında, nefesim kesildiğinde. Hayatın anlamını sorgulayan bir feryat, Ölümün kokusu, ruhumu yaraladı. Unutulmuş hatıralar, solan renkler, Yaşadığım her an, birer birer siliniyor. Veda vakti geldi mi, bilinmez artık, Ölümün gölgesi, üzerime çöktü. Belki de bu koku, yeni bir başlangıç, Bilinmeyen bir dünyaya açılan kapı. Ölümün ötesinde, ne var ne yok, Bu soru, zihnimde yankılanıyor. Ölümün kokusu,sarımsak gibi duyulur. Etrafa sessizce yayılır kimseye danışmadan, Tartının hesabı mahşerde soruluyor. Şimdi hiçbir şey hissetmiyorum. |