suskun beyaz ve masum
sen rüyasıydın
bütün yalnızların küçük bir dokunuşunla kanamayı bekleyen yarası her bahar açmasını beklediğimiz erik ağacı suskun beyaz ve masum yetisiydin tek başına dik başına hayatta kalmanın günün vaktinde ayması ve gecenin huşu içinde inmesiydin yere hem en yakın dostuydun tanrıların hem en azılı düşmanı sevdiklerin vardı çok ve az daha çok ve daha az sevmediklerinin mezarı için çiçeklerin vardı şarap tütün ve özenle büyüttüğün vahşilikle karıştırılan bir kimsesizliğin vardı sürüsüz uçan kuşlar süzülürdü semalarında kimbilir kaç yeryüzü tutsağının göz hakkı vardı üzerinde nasıl da bilmiştin bir gün hangimizin ışıkları açacak kadar büyüyeceğini ve hangimizin buna engel olmayı amaç edineceğini kör olursan sakın korkma elleriyle de görür insan demiştin kapat gözlerini öyle dokun demiştin belki sadece bunun için vazgeçerim bir gün yalnızlıktan hem kim sevmez ki sonu yağmurlu bir filmi (ikiocak2025, Datça) |