Otobüs Duraklarında
otobüs duraklarında seni beklemek
bir fırından çıkacak sıcak ekmeğin sırasını beklemek gibiydi ama ne o fırından sıcak ekmek çıktı ellerimi yakan ne sen geldin beklediğim otobüs duraklarında içimi ısıtan ömrümün kışı içerisinde bir serçe gibi karnım doymadı bir boşluk doldurmamak için ağrılarımı doldurdum içime sancılarımı sızılarım benle mutlu oldu ben kanayan yanlarımla saadete erdim ama seni beklemekten vazgeçmedim otobüs duraklarında bir şiire başlamak gibiydi seni o duraklarda beklemek eski şarkıların isimlerini ezberlerken çiçek adlarını unuttum ikindi vakitlerinde çıkan rüzgarların saçlarımı öpmesi bile kabuğunu koparamadı yüreğimdeki yaranın ve artık otobüs duraklarında çizilmişti içinde kaderimi beslediğim yarınım birkaç maske vardı belki korsanların hazine sandıklarında ama ben üryandım ölü bir kelebek kadar suskundum ömrümün tamamlanmış altıncı gününde ama ben seni bitmeyen şiirlerdeki imgelerin gölgelerine sığınıp bekledim otobüs duraklarında ertelenmiş eski gözyaşlarımı kattım ağıt marka şarabıma cebimde taşıdığım intiharların hepsini acıkmış martılara attım alelacele sevişmeler heybemde kalmadı muhtaçlığım sanaydı senin geçitlerin başka sevinçlere çıkıyordu hiçbir çocuk ölüme benzemezken ölüm benim seni beklediğim otobüs duraklarındaki çocukluğumdu yitirilmiş ülkeler ayrılıkların adresidir ve yorgun ağaçlar öğlen sıkıntılarında hışırdar öfkeli seller denizlere ulaşırken delik damlar gibidir hayatımdaki utangaçlıklarım kirlenmiş kar tanesi gibi satılırım rüzgara ve ben seni beklemekten vazgeçmem otobüs duraklarında yitirilmiş bir fotoğrafımın olmadığı albümlerimi ayrılışımızın yorgun tüneğinde bıraktım sitemlere mahkum hiçbir entrika adımın yazıldığı kötülükleri yok saydırmaz ve Azrail’in kayıp ilanıyla aradığı bir firariyim ben adresim meçhulde değil aslında bakmasını bilen görür beni seni uğurladığım o otobüs duraklarında. Galip SİNECİKLİ |
ama iyi bir şair olduğunuzu da anlattı dizeler bana
yürekten alkışlıyorum değerli dost
sevgimle
celal çalık