Yazısız Mektup
Yazısız mektubunu aldım,
Sessiz bir rüzgâr gibi dokundu kalbime, Ne bir harf, ne bir kelime, Ama anladım, her şey içinde. Bir damla mürekkep bile dökülmemiş, Ama tüm dünya dolmuş içine, Gözlerimde bir okyanus, Senin sessizliğinle dalgalanmış. Yazısız mektubun söyledi her şeyi, Bilmeyen sanır ki bomboş bir sayfa, Oysa her boşlukta sen varsın, Her beyazlıkta aşkının izi saklı Şimdi ellerimde tutuyorum, Hiç yazılmamış, Sessiz bir mektubu, Sevdanın adıyla mühürlenmiş. Duydum kelimelerini, Kağıdın tenine sinmiş fısıltılarını, Bir bakışın anlatamadıklarını, Bir nefes kadar yakın, ama bir dağ kadar uzak. Seni düşündüm yazısız harflerde, Her satır boşluğunda sesini işittim, Zamansız bir rüyanın içinde, Kelimeler yerine suskunluğunla geldin. Yazılmamış bir hikâye bu, Ama hep okunan, hiç unutulmayan. Bir kitap gibi değil, Bir yara gibi taşınan. Ve şimdi, Sana yazısız bir mektup gönderiyorum, Sözsüz, sessiz ve sonsuz… Sen de anla, sen de oku; Her beyazlıkta ben varım, Her boşlukta aşkımız saklı. Bir gün belki, Bir bakışınla çözülür bu gizem, Ve sen, O yazısız satırları okursun, Benim sesim olur rüzgar, Bir yudum huzur gibi. Ve anlarsın, İçindeki o boşluk aslında, Beni taşıyan bir yolmuş. Bir gün belki, Dökülür dudaklardan, O yazısız kelimeler, Ve o zaman anlarsın, Bizim hikâyemiz, Hiç yazılmadan yaşanmış. |