BAZI YARALAR KAPANMAZKapandığını sanırsın Bazı yaralar kapanmaz Acını iyi tanırsın Bazı yaralar kapanmaz Hatıralar tuz buz olur Çok sandıkların az olur Zannedersin ki yaz olur Bazı yaralar kapanmaz Alıp başını gitsen de... Kendi kendine yetsen de... Sen kapanır zannetsen de... Bazı yaralar kapanmaz Gönül yolundan şaşınca... Hüzün kabından taşınca... Dert azalır paylaşınca Bazı yaralar kapanmaz Dünü yaşatır her anı Mâzi bırakmaz yakanı Çoğu kere sıkar canı Bazı yaralar kapanmaz Yürekten taşınca gamlar... Dile gelir sırlı camlar Gözlerinden hüzün damlar Bazı yaralar kapanmaz İyileştirse de zaman... Yamandır bu gönül yaman! Kimisine vermez aman Bazı yaralar kapanmaz Kara günü aklasan da.. Gözyaşını saklasan da Sol yanını yoklasan da... Bazı yaralar kapanmaz Gölgen sayıp izlesen de... Bir ömür yol gözlesen de... Yandığını gizlesen de... Bazı yaralar kapanmaz Kendini kandırma gönül! Ateşte yandırma gönül Ağıya bandırma gönül! Bazı yaralar kapanmaz Aşktan gayri bilgi yoktur Sevgi yoksa ülkü yoktur Dünü silen silgi yoktur Bazı yaralar kapanmaz Uzanacak el isterim Diken değil gül isterim Bunu sen de bil isterim Bazı yaralar kapanmaz Yüzlerde ar olmayınca... Yürekte har olmayınca... Yanında yâr olmayınca... Bazı yaralar kapanmaz Hasret yüreği yakınca... Yaşlar su gibi akınca... Gönül gözüyle bakınca... Bazı yaralar kapanmaz Aşk yürekten soyutlanır Tasalı kalp bulutlanır Gönül bazen umutlanır Bazı yaralar kapanmaz Mecnun’a sor, kimdir Leylâ? Geceye sor, nerde ayla? Gez gez bitmez, gönül yayla Bazı yaralar kapanmaz Gözünden yaş dökmeyenler... Yâre boyun bükmeyenler... Nerden bilsin çekmeyenler? Bazı yaralar kapanmaz Bir huzur, bir çilesiniz Seven kalbe kölesiniz Bunu böyle bilesiniz Bazı yaralar kapanmaz Hicranı aşana kadar... Yanıp da pişene kadar... Toprağa düşene kadar... Bazı yaralar kapanmaz M. NİHAT MALKOÇ |