MİNİK SARMANIMÜç yaşında iki minik sarmanla başladı kedi maceralarım, tesadüf değildi bence, öğrenecek çok şeyim vardı anlaşılan, Her canlı bir kitap bilgi yüklü, ilk uyuz hastalığı bu iki yaramazdan bulaştı bize, hane halkı uzun süre tedavi olduk, Olsun du seviyor seviliyorduk, Lakin sokakta doğanlar, sokağı özlüyor sokağa dönüyorlar, kaçtılar evden özgürlük uğruna, bilemedik akıbetlerini onların Epeyce bir aradan sonra ilkokul sıralarıydı sanırım, babam getirdi bir asil Ankara kedi yavrusu, hepimiz onu çok seviyorduk onu, birlikte oynarken bir gün, kovalamaca üzerine bastım bilmeden, basakları dışarı çıktı, kusmaya başladı, ölüyordu bebeğim, Yine Annem cesur Anadolu kadını, geri yerleştirdi organlarını şifası Yaratandan diyerek Bir hafta sonra pamuk yürümeye başladı, yüzüme bakıp sanki üzülme bak yaşıyorum der gibiydi, Yine günlerden bir gün, sokağımıza belediye asfalt döküyordu, pamuk hep cam kenarında oturur dışarıyı seyrederdi Nasıl oldu görmedim, yerdeki ziftin içine düşmüş, bembeyaz pamuk zenci oldu! Annem yine iş başında, aylar sürdü temizlenmesi, bir zaman sonra da kayboldu, karaları bağladık, ağladık üzüldük, bir haftadır yoktu, gitmezdi öyle uzaklara, umudumuzu yitirdiğimiz günlerdi artık, Babam ve pamuk birlikte sokağın başındaydılar, birlikte geliyorlardı, sevinç çığlıkları, hemen inip merdivenlerden kapıyı açtık, Pamuk neyi nereyi kimi seveceğini şaşırdı, evin her basamağını başıyla severek bir yukarı tekrar aşağı severek çıkıyordu, şükrediyordu sanki, sonra koşup babamın kucağına zıplıyor, tek tek hepimizin kucağına çıkıp, elimizi yüzümüzü yalıyordu, onun sevgi gösterisiydi bu, yerdeki halının dört bir köşesini sürünerek başıyla severek, sanki tavaf ediyordu, Sonra babam anlattı, meğer Ana caddede 8’inci katın balkonuna kapatılmıştı pamuğumuz, kaçırmışlardı yani, ve Pamuk babamın taksiden indiğini görmüş tanımış canhıraş, feryat figan bağırıp, balkondan atlamak istiyormuş, babamda herkesin baktığı gibi yukarıya bakınca bu bizim pamuk demiş, Kedicik patilerini uzatıyormuş al beni diye sanki parmaklıklarından balkonun Görevliyi bulmuş babam göndermiş yukarıya, haber verilmiş, kapısı açılınca jet hızı ile sokağa fırlayıp, babamın kucağına çıkmış pamuğumuz, sonra indirmiş kucağından, okşamış sevmiş, sadık bir köpek gibi birlikte kalabalıklar arasından geçip gelmişlerdi evimize Şu yalan dünyanın en güzel mutluluğuydu bu bizim için, uzun seneler yaşadı bizimle, Şu an seksen yıllık ömrümde en fazla 10-15 yıl kedisiz kalmışımdır belki… En son 18 sen birlikte yaşayıp merasimle yakınımda bir parkta çam ağacının altına yatırdığım canım miniğim, sarmanım oldu, insan gibi, elinden tutuyordum, sabah ezanı ile vedalaştık, Arada edindiğim kedileri anlatsam kitap olur, iyi anlaşırım onlarla, şimdi sokaklarda görüyorum, her birine selam vermeden geçmem, Can onlar görevleri belli, Piramitlerde mumyaları bekletmişler bir zaman, algıları öyle açık ki, yanımda yatarken telefonun az sonra çalacağını anlayıp, hassas kulaklarını korumak için bilerek kaçardı yanımdan, sarmanım miniğim Bir gün alt kata hırsız girmiş, minik gar dolaba saklanmış korkmuş, sonradan öğrendim eşim evdeydi O anlarda komşunun evi talan ediliyor minik duyuyor olduğundan saklanıyormuş, onlar olmasaydı farelerle birlikte yaşardık, kuyruğu giren her yerden girebilen yumuşak hayvanlar, Her yaratılış bir sebeple… Hala çok istiyorum bir kedim olsun yanımda, lakin bana güven olmaz, bir ayağım çukurda, severse kedi sahibini Ayrılınca ölüyorlar, kıyamam… daha önce yaşadım bilirim bunu, bilerek yaşamak lazım, ben yaşayarak öğrendim, Can çok kıymetli, En marifetli en kurnaz, en akıllı sarman kediler, kuş görmesinler, havaya uçup yakalıyorlar, kaleci misali, kendilerini yalayarak tedavi ediyor ve temizliyorlar, temiz hayvanlar, can dostlar onlar İç güdüde güden beyin, beyini güden Yaratan (Büyük data). Bahçesi olanlar çok şanslı, isterlerse bakabilirler, depremde evden kaçıyorlar öncesi tatbiki… iyi bir haberci olabilirler, yabancıları korkutmaktan da hoşlanıyorlar, seveni sevmeyeni çok iyi bilirler, bir kere kokladıklarını asla yıllar geçse unutmazlar, hasret olduğum aileme ağlayarak mektup yazarken, beni teselli edip, gözyaşlarımı silen kedimi nasıl unuturum, yirmi gün ayrı kaldığım miniğimin 6 kilodan,500 kg kaldığını bilirim, komşular ölecek çabuk gel diye telefon ettiler, hasta hanede hastam vardı, acele döndüm, kavuşmamız görülesi bir olaydı, sevme sevilmek için bu canlara ihtiyacımız var, dünya bu hale gelmişken….güvenirim yalan bilmez o canlar. Eminnur güler Acar |