yalnızca yalnızlık
Yalın ve çıplak yalnızlık!
Sorgusuz, sargısız sızılar.. Eski bir plak gibi döner ekseninde, Bazen noksan, Bazen de seninle.. Yalnızlık! Alın yazısı gibi karalar, Allı pullu yazmaları. Bir ışık gibi sızıp yalpalar, Yapayalnız, karmakarışık.. Yalnızlık! Zindan demirleriyle sarılmış bir odada, Budala düşünceleri semirmiş.. Yada okyanus ortasında adacasına, Karanlığa badasıca bir fener.. Yalnızlık! Bir gül gibi solmuş, yorgun ve masum. Her günün sonunda urganla asılınca, Dar gelir soluk kesen ilmekleri. Kar örtmüş elleri soğuk biler, Son keseci seslenirken gasilden, Bir kadavra kadar yalnız! Kefen kadar dar.. Yalnızlık! Örter yüzümü, hüzün perdesi, Yüreğim sorar; Nerdesin? Hangi kahpe felektesin!.. Ah! bensizliğe açmış nefesin. Gittin yar, tanyerinden karanlığa, Tam yerindeyken aralar, İhtiyar yüreğimde kelepçeler, Kim bilir kimleri seçtin içinden.. Sen; dert bana, hayatsa dar.. Yalnızca yalnızlık yar! Bekle beni sonbahar.. |