MECZUP
Ömrümü satırlara yazdığım günden beri,
Dertleri silinmeyen, bir meczuba dönmüşüm. Şu gönlüme sevdanı, kazdığım günden beri, Mısralara sığmayan, bir garibe dönmüşüm. Aşkın narında yanan mecnunun bir eşiyim. Yandıkça yanmak için köz arayan kişiyim, Heyhat! Nedir bu amansız yara, ben neciyim. İçinden çıkılmayan bir girdaba dönmüşüm. Hasret, hüzün ve keder göz dikmişler bahtıma, Bir tek tebessüm için mekân kurdum tahtıma, Onu da çok görmeyin şu derbeder şahsıma, Aşka nağmeler yazan, bir katibe dönmüşüm. Günden güne dağlanır harap olur yüreğim, Sevdaya masal diyen şu dilime köleyim, Şimdi sizler söyleyin onsuz nasıl öleyim, Sevda çekip gülmeyen, bir mağluba dönmüşüm. Ben sevda sürgünüyüm bir gün demedim aman, Aşkın gücü diyerek, katlandım bunca zaman, Hasret benim kaderim böyle yazılmış ferman, Ağıt yakıp ağlanan, bir hitaba dönmüşüm. Sevdasız yaşanmıyor anlaması güç değil, Kalbe düşen yaraya şifa bulmak suç değil, Aklım başımda benim, divanelik hiç değil, Yürekleri sızlatan bir hatibe dönmüşüm. Firgatli’yem gezerim şu derbeder halimle, Bu onulmaz yarayı kendim şeçtim elimle, Kimselere kızamam çok söz ettim dilimle, Aşka meydan okuyan bir erbaba dönmüşüm. Aşık firgatli/Erdal EBEM |