BU ÇAĞIN ACI DESTANI
BU ÇAĞIN ACI DESTANI
İnsanlık ölmüş mü; bilemedim ki? Evladın babaya çattığı çağ bu! Kardeşin kardeşe ticaret deyi, Her türlü kazığı attığı çağ bu! Bin parça olup ta, bin kere ölsen, Elinden tutan yok çaresiz kalsan, İtibarın yoktur dünyalar bilsen, Koyunun kurtları güttüğü çağ bu! Maharetlilerle marifetliler, Döne döne bizi idare eder, Dik olamadık; hep dedik, “el ne der?” Yolcunun yoldaşı sattığı çağ bu! Düzene uyanlar köşeyi kaptı, Kitaba uydurup, yolunu yaptı, Aklımız karışık, ayarı saptı, Siyasetin dini yuttuğu çağ bu! Düşkünsen, garipsen; garip kal garip, Komşuna “derdim var” deme ha varıp, Kazandan tencere yavru çıkarıp, Komşunun komşuyu üttüğü çağ bu! Günde üç-beş kere deldirdik postu, Çeşmeler aksa da kırılmış testi, Vefasız adamın, en yakın dostu, Yardan aşağıya ittiği çağ bu! Akil adamların harman savurup, Ayet-hadis nice çamı devirip, Din üstünden türlü dümen çevirip, Bilirken bilmeze yattığı çağ bu! Siyasetçilerin yancı besleyip, “Gık” diyene yılan gibi tıslayıp, Yalanla/dolanla din’i süsleyip, Din’e yeni kural kattığı çağ bu! Darül İslam nedir? Nedir darül harp? Bu yollar yol değil, hem çetin hem sarp, Konuşan köşede ediliyor darp, Akılın nakilde yittiği çağ bu! Beyinlerde sanki çakılı kazık, Sağlamı düşküne demiyor “yazık,” Sordum; cümle alem canından bezik, Sıpanın beygire yettiği çağ bu! Yalancının mumu yanar, ışıldar, İş bilmezler orta yerde fişilder, Bilirkişi olmuş; göğe “yeşil” der, Tanığın haksızı tuttuğu çağ bu! İnsan kanıksamış namussuzluğu, Sineye çekeriz her arsızlığı, Alkışlar dururuz tutarsızlığı, Şeytanın insandan sıddığı çağ bu! Umutla beklerdik ayarlar bozuk, “Adalet” diyenin üstünde çizik, Akıllı delirik, kafadan cozuk, Deliksiz borunun öttüğü çağ bu! Dolmayı bilmiyor bu nasıl küp be! İnancın ölçüsü sakalla cübbe, Fetva verir oldu bir sürü züppe, Adab’ın erkan’ın bittiği çağ bu! Manzaraya baktım, akıla zarar, Dümbükler alemde görür itibar, Bir Yitik Ozan’ım vermişim karar! Namusun, şerefin battığı çağ bu! |